بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَأَقِيمُواْ ٱلۡوَزۡنَ بِٱلۡقِسۡطِ وَلَا تُخۡسِرُواْ ٱلۡمِيزَانَ ٩

Ve doğru tutun adaletle tartıyı da aksatmayın mizanı.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Tartıyı doğru yapın, tartılanı eksik yapmayın.

– İbni Kesir

Tartıyı adaletle yapın, teraziyi eksik tutmayın.

– Diyanet İşleri

(8-9) Tartıda haksızlık etmeyin, ve teraziyi adaletle doğrultun, tartılanı eksik yapmayın diye.

– Hasan Basri Çantay

Teraziyi doğru tutunuz, sakın eksik tartmayız.

– Seyyid Kutub

وَٱلۡأَرۡضَ وَضَعَهَا لِلۡأَنَامِ ١٠

Arza da bir tavazu verdi berayı enam.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Yeri de yaratıklar için alçalttı.

– İbni Kesir

Allah, yeri yaratıklar için var etti.

– Diyanet İşleri

Yer (e gelince:) Onu da bütün mahlûkaaı (ın fâidesi) için alçaltdı.

– Hasan Basri Çantay

Allah, yeryüzünü canlıların ayakları altına serdi.

– Seyyid Kutub

فِيهَا فَٰكِهَةٞ وَٱلنَّخۡلُ ذَاتُ ٱلۡأَكۡمَامِ ١١

Onda bir meyva, ve ekmamiyle duran nahli benam.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Onda meyveler, salkımlı hurma ağaçları;

– İbni Kesir

Orada meyve(ler) ve salkımlı hurma ağaçları vardır.

– Diyanet İşleri

Ki onda (türlü) meyve (ler), domurcuklu hurma ağaç (lar) ı,

– Hasan Basri Çantay

Orada türlü türlü meyvalar, salkımlı hurma ağaçları var.

– Seyyid Kutub

وَٱلۡحَبُّ ذُو ٱلۡعَصۡفِ وَٱلرَّيۡحَانُ ١٢

Ve o çimli dâneler ve o hoşbu reyhan.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Yapraklı taneler ve kokulu bitkiler var.

– İbni Kesir

Yapraklı taneler, hoş kokulu bitkiler vardır.

– Diyanet İşleri

Samanlı tane (ler), hoş kokulu nebat (lar) vardır.

– Hasan Basri Çantay

Yine orada yapraklı taneler, hoş kokulu bitkiler var.

– Seyyid Kutub

فَبِأَيِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ ١٣

Şimdi Rabbinizin hangi eltafına dersiniz yalan?

– Elmalılı Hamdi Yazır

Şu halde Rabbınızın hangi nimetlerini yalan sayabilirsiniz?

– İbni Kesir

O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

– Diyanet İşleri

O halde (ey ins-ü cin) Rabbinizin hangi ni'metlerini yalan sayabilirsiniz?

– Hasan Basri Çantay

Ey insanlar ve cinler, peki, Rabbinizin hangi nimetini yalanlıyorsunuz?

– Seyyid Kutub

خَلَقَ ٱلۡإِنسَٰنَ مِن صَلۡصَٰلٖ كَٱلۡفَخَّارِ ١٤

Fağfur gibi bir salsâlden insanı yarattı.

– Elmalılı Hamdi Yazır

İnsanı pişmiş çamur gibi kupkuru bir balçıktan yaratmıştır.

– İbni Kesir

Allah, insanı pişmiş çamur gibi bir balçıktan yarattı.

– Diyanet İşleri

O, insanı bardak gibi (çınlayan) kupkuru bir balçıkdan yaratdı.

– Hasan Basri Çantay

O insanı pişmiş çamuru andıran kuru balçıktan yarattı.

– Seyyid Kutub

وَخَلَقَ ٱلۡجَآنَّ مِن مَّارِجٖ مِّن نَّارٖ ١٥

Bir maric ateşten de o cannı yarattı.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Cinnleri de yalın bir alevden yaratmıştır.

– İbni Kesir

“Cin”i de yalın bir ateşten yarattı.

– Diyanet İşleri

Cânnı da yalın bir ateşden yaratdı.

– Hasan Basri Çantay

Cinleri de dumansız alevden yarattı.

– Seyyid Kutub

فَبِأَيِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ ١٦

Şimdi Rabbinizin hangi eltafına dersiniz yalan?

– Elmalılı Hamdi Yazır

Şu halde Rabbınızın hangi nimetlerini yalan sayabilirsiniz?

– İbni Kesir

O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

– Diyanet İşleri

O halde Rabbinizin hangi ni'metlerini yalan sayabilirsiniz?

– Hasan Basri Çantay

Peki, Rabbinizin hangi nimetini yalanlıyorsunuz?

– Seyyid Kutub

رَبُّ ٱلۡمَشۡرِقَيۡنِ وَرَبُّ ٱلۡمَغۡرِبَيۡنِ ١٧

Hem iki Meşrik’ın Rabbi hem iki Mağrib’in Rabbi.

– Elmalılı Hamdi Yazır

O; hem iki doğunun Rabbı, hem de iki batının Rabbıdır.

– İbni Kesir

O, iki doğunun ve iki batının Rabbidir.

– Diyanet İşleri

O, hem iki doğunun Rabbi, hem iki batının Rabbidir.

– Hasan Basri Çantay

O iki doğunun da Rabbidir, iki batının da.

– Seyyid Kutub

فَبِأَيِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ ١٨

Şimdi Rabbinizin hangi eltafına dersiniz yalan?

– Elmalılı Hamdi Yazır

Şu halde Rabbınızın hangi nimetlerini yalan sayabilirsiniz?

– İbni Kesir

O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

– Diyanet İşleri

O halde Rabbinizin hangi ni'metlerini yalan sayabilirsiniz?

– Hasan Basri Çantay

Peki, Rabbinizin hangi nimetini yalanlıyorsunuz?

– Seyyid Kutub

مَرَجَ ٱلۡبَحۡرَيۡنِ يَلۡتَقِيَانِ ١٩

Salmış iki deryayı demâdem çatışırlar.

– Elmalılı Hamdi Yazır

İki denizi birbirine kavuşmak üzere salıvermiştir.

– İbni Kesir

(Suları acı ve tatlı olan) iki denizi salıvermiştir; birbirine kavuşuyorlar.

– Diyanet İşleri

(Suyu acı ve tatlı) iki denizi birbirine kavuşmak üzere salıvermişdir.

– Hasan Basri Çantay

Acı ve tatlı sulu iki denizi birbiri üzerine salarak yanyana getirdi.

– Seyyid Kutub

AYARLAR
Okuyucu