بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

ٱلشَّمْسُ وَٱلْقَمَرُ بِحُسْبَانٍ ﴿٥

Güneş ve Ay hesaplı.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Güneş de, ay da bir hesab iledir.

— İbni Kesir

Güneş ve ay bir hesaba göre hareket etmektedir.

— Diyanet İşleri

Güneş de, ay da hisabladır.

— Hasan Basri Çantay

Güneşin ve ayın konumları ve hareketleri belirli bir hesaba dayanır.

— Seyyid Kutub

وَٱلنَّجْمُ وَٱلشَّجَرُ يَسْجُدَانِ ﴿٦

Çemen, ağaç secdedan.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Bitkiler ve ağaçlar da secde ederler.

— İbni Kesir

Otlar ve ağaçlar (Allah’a) boyun eğerler.

— Diyanet İşleri

Sakı olmayan nebat da, ağaç da (Ona) secde ederler.

— Hasan Basri Çantay

Bitkiler ve ağaçlar O'nun buyruğuna boyun eğerler.

— Seyyid Kutub

وَٱلسَّمَآءَ رَفَعَهَا وَوَضَعَ ٱلْمِيزَانَ ﴿٧

Bak şu güzel Semâ’ya verdi ona irtifa vazeyledip mizânı.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Göğü yükseltmiş, mizanı koymuştur.

— İbni Kesir

Göğü yükseltti ve ölçüyü koydu.

— Diyanet İşleri

Gök (e gelince:) Onu da (Allah) yükseltdi. Bir de mîzânı koydu,

— Hasan Basri Çantay

O, göğü yüksek yarattı ve tartı ilkesini koydu.

— Seyyid Kutub

أَلَّا تَطْغَوْاْ فِى ٱلْمِيزَانِ ﴿٨

Ki taşmayın mizanda.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Tartıda haksızlık etmeyin.

— İbni Kesir

Ölçüde haddi aşmayın.

— Diyanet İşleri

(8-9) Tartıda haksızlık etmeyin, ve teraziyi adaletle doğrultun, tartılanı eksik yapmayın diye.

— Hasan Basri Çantay

Tartıda titiz olun diye.

— Seyyid Kutub

وَأَقِيمُواْ ٱلْوَزْنَ بِٱلْقِسْطِ وَلَا تُخْسِرُواْ ٱلْمِيزَانَ ﴿٩

Ve doğru tutun adaletle tartıyı da aksatmayın mizanı.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Tartıyı doğru yapın, tartılanı eksik yapmayın.

— İbni Kesir

Tartıyı adaletle yapın, teraziyi eksik tutmayın.

— Diyanet İşleri

(8-9) Tartıda haksızlık etmeyin, ve teraziyi adaletle doğrultun, tartılanı eksik yapmayın diye.

— Hasan Basri Çantay

Teraziyi doğru tutunuz, sakın eksik tartmayız.

— Seyyid Kutub

وَٱلْأَرْضَ وَضَعَهَا لِلْأَنَامِ ﴿١٠

Arza da bir tavazu verdi berayı enam.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Yeri de yaratıklar için alçalttı.

— İbni Kesir

Allah, yeri yaratıklar için var etti.

— Diyanet İşleri

Yer (e gelince:) Onu da bütün mahlûkaaı (ın fâidesi) için alçaltdı.

— Hasan Basri Çantay

Allah, yeryüzünü canlıların ayakları altına serdi.

— Seyyid Kutub

فِيهَا فَٰكِهَةٌ وَٱلنَّخْلُ ذَاتُ ٱلْأَكْمَامِ ﴿١١

Onda bir meyva, ve ekmamiyle duran nahli benam.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Onda meyveler, salkımlı hurma ağaçları;

— İbni Kesir

Orada meyve(ler) ve salkımlı hurma ağaçları vardır.

— Diyanet İşleri

Ki onda (türlü) meyve (ler), domurcuklu hurma ağaç (lar) ı,

— Hasan Basri Çantay

Orada türlü türlü meyvalar, salkımlı hurma ağaçları var.

— Seyyid Kutub

وَٱلْحَبُّ ذُو ٱلْعَصْفِ وَٱلرَّيْحَانُ ﴿١٢

Ve o çimli dâneler ve o hoşbu reyhan.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Yapraklı taneler ve kokulu bitkiler var.

— İbni Kesir

Yapraklı taneler, hoş kokulu bitkiler vardır.

— Diyanet İşleri

Samanlı tane (ler), hoş kokulu nebat (lar) vardır.

— Hasan Basri Çantay

Yine orada yapraklı taneler, hoş kokulu bitkiler var.

— Seyyid Kutub

فَبِأَىِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ ﴿١٣

Şimdi Rabbinizin hangi eltafına dersiniz yalan?

— Elmalılı Hamdi Yazır

Şu halde Rabbınızın hangi nimetlerini yalan sayabilirsiniz?

— İbni Kesir

O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

— Diyanet İşleri

O halde (ey ins-ü cin) Rabbinizin hangi ni'metlerini yalan sayabilirsiniz?

— Hasan Basri Çantay

Ey insanlar ve cinler, peki, Rabbinizin hangi nimetini yalanlıyorsunuz?

— Seyyid Kutub

خَلَقَ ٱلْإِنسَٰنَ مِن صَلْصَٰلٍ كَٱلْفَخَّارِ ﴿١٤

Fağfur gibi bir salsâlden insanı yarattı.

— Elmalılı Hamdi Yazır

İnsanı pişmiş çamur gibi kupkuru bir balçıktan yaratmıştır.

— İbni Kesir

Allah, insanı pişmiş çamur gibi bir balçıktan yarattı.

— Diyanet İşleri

O, insanı bardak gibi (çınlayan) kupkuru bir balçıkdan yaratdı.

— Hasan Basri Çantay

O insanı pişmiş çamuru andıran kuru balçıktan yarattı.

— Seyyid Kutub

وَخَلَقَ ٱلْجَآنَّ مِن مَّارِجٍ مِّن نَّارٍ ﴿١٥

Bir maric ateşten de o cannı yarattı.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Cinnleri de yalın bir alevden yaratmıştır.

— İbni Kesir

“Cin”i de yalın bir ateşten yarattı.

— Diyanet İşleri

Cânnı da yalın bir ateşden yaratdı.

— Hasan Basri Çantay

Cinleri de dumansız alevden yarattı.

— Seyyid Kutub

AYARLAR