بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

وَٱلْكِتَٰبِ ٱلْمُبِينِ ﴿٢

Apaçık kitaba andolsun ki;

— İbni Kesir

إِنَّآ أَنزَلْنَٰهُ فِى لَيْلَةٍ مُّبَٰرَكَةٍۚ إِنَّا كُنَّا مُنذِرِينَ ﴿٣

Gerçekten Biz; onu, mübarek bir gecede indirdik. Doğrusu Biz, uyarıcı idik.

— İbni Kesir

فِيهَا يُفْرَقُ كُلُّ أَمْرٍ حَكِيمٍ ﴿٤

Ki onda her hikmetli iş ayrılır.

— İbni Kesir

أَمْرًا مِّنْ عِندِنَآۚ إِنَّا كُنَّا مُرْسِلِينَ ﴿٥

Katımızdan bir emirle. Muhakkak ki Biz, peygamber gönderenleriz.

— İbni Kesir

رَحْمَةً مِّن رَّبِّكَۚ إِنَّهُۥ هُوَ ٱلسَّمِيعُ ٱلْعَلِيمُ ﴿٦

Rabbından bir rahmet olarak. Gerçekten O; Semi, Alim olanın kendisidir.

— İbni Kesir

رَبِّ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ وَمَا بَيْنَهُمَآۖ إِن كُنتُم مُّوقِنِينَ ﴿٧

Göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların Rabbından. Şayet kesin olarak inanıyorsanız.

— İbni Kesir

لَآ إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ يُحْىِۦ وَيُمِيتُۖ رَبُّكُمْ وَرَبُّ ءَابَآئِكُمُ ٱلْأَوَّلِينَ ﴿٨

Ondan başka ilah yoktur. Diriltir ve öldürür. Sizin de Rabbınızdır, sizden önceki atalarınızın da Rabbıdır.

— İbni Kesir

بَلْ هُمْ فِى شَكٍّ يَلْعَبُونَ ﴿٩

Hayır, onlar şüphe içinde oynayıp dururlar.

— İbni Kesir

فَٱرْتَقِبْ يَوْمَ تَأْتِى ٱلسَّمَآءُ بِدُخَانٍ مُّبِينٍ ﴿١٠

Öyleyse sen gözle. Göğün açıkça bir duman çıkaracağı gün;

— İbni Kesir

يَغْشَى ٱلنَّاسَۖ هَٰذَا عَذَابٌ أَلِيمٌ ﴿١١

İnsanları bürüyecektir. Bu; elim bir azabdır.

— İbni Kesir

رَّبَّنَا ٱكْشِفْ عَنَّا ٱلْعَذَابَ إِنَّا مُؤْمِنُونَ ﴿١٢

Rabbımız; bu azabı bizden kaldır. Doğrusu biz, artık mü'minleriz.

— İbni Kesir

AYARLAR