بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَٱلْكِتَٰبِ ٱلْمُبِينِ ٢

(Hidâyet yolunu) apâşikâr gösteren (şu) kitaba andederim ki,

– Hasan Basri Çantay

إِنَّا جَعَلْنَٰهُ قُرْءَٰنًا عَرَبِيًّا لَّعَلَّكُمْ تَعْقِلُونَ ٣

Hakıykat biz onu, (Onun manâlarını) anlayasınız diye, Arabca bir Kur'an yapdık.

– Hasan Basri Çantay

وَإِنَّهُۥ فِىٓ أُمِّ ٱلْكِتَٰبِ لَدَيْنَا لَعَلِىٌّ حَكِيمٌ ٤

Şübhesiz o (Kur'an), nezdimizdeki ana kitabda (sabit), çok yüce çok kıymetli (bir kitab) dır.

– Hasan Basri Çantay

أَفَنَضْرِبُ عَنكُمُ ٱلذِّكْرَ صَفْحًا أَن كُنتُمْ قَوْمًا مُّسْرِفِينَ ٥

Siz haddi aşan bir kavmsinizdir diye artık o Kur'ânı sizden (uzaklaşdırıb, inzalinde) vaz geçib bırakı mı verelim?

– Hasan Basri Çantay

وَكَمْ أَرْسَلْنَا مِن نَّبِىٍّ فِى ٱلْأَوَّلِينَ ٦

Halbuki biz evvelki (ümmet) ler içinde de nice peygamber (ler) gönderdik.

– Hasan Basri Çantay

وَمَا يَأْتِيهِم مِّن نَّبِىٍّ إِلَّا كَانُواْ بِهِۦ يَسْتَهْزِءُونَ ٧

Onlar da, kendilerine bir peygamber gelmeye dursun, ille onunla istihza ederlerdi.

– Hasan Basri Çantay

فَأَهْلَكْنَآ أَشَدَّ مِنْهُم بَطْشًا وَمَضَىٰ مَثَلُ ٱلْأَوَّلِينَ ٨

Onun için biz kuvvetçe bunlardan daha çetinlerini helak ettik. O evvelki (ümmet) lerin misâl (ler) i (nice âyetlerimizde) geçmişdir.

– Hasan Basri Çantay

وَلَئِن سَأَلْتَهُم مَّنْ خَلَقَ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضَ لَيَقُولُنَّ خَلَقَهُنَّ ٱلْعَزِيزُ ٱلْعَلِيمُ ٩

Andolsun ki eğer onlara «Gökleri, yeri kim yaratdı?» (diye) sorarsan elbette «Onları O mutlak gaalib, O (her şey'i) hakkıyle bilen (Allah) yaratdı» derler.

– Hasan Basri Çantay

ٱلَّذِى جَعَلَ لَكُمُ ٱلْأَرْضَ مَهْدًا وَجَعَلَ لَكُمْ فِيهَا سُبُلًا لَّعَلَّكُمْ تَهْتَدُونَ ١٠

(O Allah ki) yeri sizin için bir beşik yapmış, onda, doğru gidesiniz diye, yollar açmışdır.

– Hasan Basri Çantay

AYARLAR
Okuyucu