بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

إِذْ نَجَّيْنَٰهُ وَأَهْلَهُۥٓ أَجْمَعِينَ ﴿١٣٤

Zira kurtardık onu ve bütün ehlini.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Hani Biz, onu ve ailesini topluca kurtarmıştık.

— İbni Kesir

(134-135) Hani biz onu ve geride kalanlar arasındaki yaşlı bir kadın (kâfir olan eşi) dışında bütün ailesini kurtarmıştık.

— Diyanet İşleri

Hani biz hem onu, hem ehlini topdan kurtarmışdık.

— Hasan Basri Çantay

Onu ve ailesini kurtardık.

— Seyyid Kutub

إِلَّا عَجُوزًا فِى ٱلْغَٰبِرِينَ ﴿١٣٥

Kalan bir karıdan başka batanlar içinde.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Geridekiler arasında kalan bir kocakarı müstesna.

— İbni Kesir

(134-135) Hani biz onu ve geride kalanlar arasındaki yaşlı bir kadın (kâfir olan eşi) dışında bütün ailesini kurtarmıştık.

— Diyanet İşleri

(Azâbda) kalanlar içinde bırakılan bir koca karı müstesna idi.

— Hasan Basri Çantay

Yalnız azaba uğrayanlar arasında kalan ihtiyar bir kadın hariç.

— Seyyid Kutub

ثُمَّ دَمَّرْنَا ٱلْءَاخَرِينَ ﴿١٣٦

Sonra diğerlerini tedmir eyledik.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Sonra diğerlerini yerle bir etmiştik.

— İbni Kesir

Sonra da diğerlerini yok ettik.

— Diyanet İşleri

Sonra biz diğerlerini kökünden helak etdik.

— Hasan Basri Çantay

Sonra diğerlerini yok etmiştik.

— Seyyid Kutub

وَإِنَّكُمْ لَتَمُرُّونَ عَلَيْهِم مُّصْبِحِينَ ﴿١٣٧

Ve siz elbette onlara uğrar ve üzerinden geçerseniz, sabahleyin.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Doğrusu siz, sabahleyin onlara uğrar üzerlerinden geçersiniz.

— İbni Kesir

(137-138) Şüphesiz sizler (yolculuklarınız sırasında) sabah akşam onların (harap olmuş) yurtlarına uğrayıp duruyorsunuz. Hâlâ düşünmeyecek misiniz?

— Diyanet İşleri

(137-138) Elbet siz de sabah ve akşam onlar (ın yurdların) a uğruyorsunuz. Haalâ akıllanmayacak mısınız?.

— Hasan Basri Çantay

Ey insanlar! Sabahleyin onların yanından geçip gidiyorsunuz.

— Seyyid Kutub

وَبِٱلَّيْلِۗ أَفَلَا تَعْقِلُونَ ﴿١٣٨

Ve geceleyin, ya akıl edip de düşünmez misiniz.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Geceleyin de. Hala akletmez misiniz?

— İbni Kesir

(137-138) Şüphesiz sizler (yolculuklarınız sırasında) sabah akşam onların (harap olmuş) yurtlarına uğrayıp duruyorsunuz. Hâlâ düşünmeyecek misiniz?

— Diyanet İşleri

(137-138) Elbet siz de sabah ve akşam onlar (ın yurdların) a uğruyorsunuz. Haalâ akıllanmayacak mısınız?.

— Hasan Basri Çantay

Ve geceleyin. Düşünmüyor musunuz?

— Seyyid Kutub

وَإِنَّ يُونُسَ لَمِنَ ٱلْمُرْسَلِينَ ﴿١٣٩

Şüphesiz Yunüs de o mürselînden.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Muhakkak ki Yunus da peygamberlerdendi.

— İbni Kesir

Şüphesiz Yûnus da peygamberlerdendi.

— Diyanet İşleri

Yunus da hiç şübhesiz gönderilen peygamberlerdendi.

— Hasan Basri Çantay

Yunus da gönderilen peygamberlerdendi.

— Seyyid Kutub

إِذْ أَبَقَ إِلَى ٱلْفُلْكِ ٱلْمَشْحُونِ ﴿١٤٠

Hani bir vakit dolu gemiye kaçmıştı.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Hani o, dolu bir gemiye kaçmıştı.

— İbni Kesir

Hani o kaçıp yüklü gemiye binmişti.

— Diyanet İşleri

Hani o, dolu bir gemiye kaçmışdı.

— Hasan Basri Çantay

Dolu bir gemiye kaçmıştı.

— Seyyid Kutub

فَسَاهَمَ فَكَانَ مِنَ ٱلْمُدْحَضِينَ ﴿١٤١

Kur'a çekmişti de kaydırılanlardan olmuştu.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Kur'a çekmişti de yenilenlerden olmuştu.

— İbni Kesir

Gemidekilerle kur’a çekmiş ve kaybedenlerden olmuştu.

— Diyanet İşleri

Derken kur'a çekmiş (ler) di de mağlûblardan olmuşdu.

— Hasan Basri Çantay

Gemide olanlar arasında kura çekilmişti de yenilenlerden olmuştu, bu sebepten denize atılmıştı.

— Seyyid Kutub

فَٱلْتَقَمَهُ ٱلْحُوتُ وَهُوَ مُلِيمٌ ﴿١٤٢

Derken kendisi balık yuttu melâmette idi.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Yenilgiye uğramışken, bir balık yutmuştu onu.

— İbni Kesir

Böylece, Yûnus kendini kınayıp dururken balık onu yuttu.

— Diyanet İşleri

O, kınanmış bir halde iken kendisini hemen balık yutmuşdu.

— Hasan Basri Çantay

Yunus kendini kınarken, balık onu yutmuştu.

— Seyyid Kutub

فَلَوْلَآ أَنَّهُۥ كَانَ مِنَ ٱلْمُسَبِّحِينَ ﴿١٤٣

Eğer çok tesbih edenlerden olmasa idi.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Eğer o, tesbih edenlerden olmasaydı.

— İbni Kesir

(143-144) Eğer o, Allah’ı tespih edip yüceltenlerden olmasaydı, mutlaka insanların diriltileceği güne kadar balığın karnında kalırdı.

— Diyanet İşleri

Eğer çok tesbîh edenlerden olmasaydı,

— Hasan Basri Çantay

Eğer Allah'ı tesbih edenlerden olmasaydı.

— Seyyid Kutub

لَلَبِثَ فِى بَطْنِهِۦٓ إِلَىٰ يَوْمِ يُبْعَثُونَ ﴿١٤٤

Her halde ba'solunacakları güne kadar onun karnında kalırdı.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Tekrar diriltilecekleri güne kadar onun karnında kalacaktı.

— İbni Kesir

(143-144) Eğer o, Allah’ı tespih edip yüceltenlerden olmasaydı, mutlaka insanların diriltileceği güne kadar balığın karnında kalırdı.

— Diyanet İşleri

Her halde (insanların) tekrar dirilecekleri güne kadar onun karnında kalıb gitmişdi.

— Hasan Basri Çantay

İnsanların yeniden dirileceği güne kadar balığın karnında kalırdı.

— Seyyid Kutub

AYARLAR