بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

فَنَادَتْهُ ٱلْمَلَٰٓئِكَةُ وَهُوَ قَآئِمٌ يُصَلِّى فِى ٱلْمِحْرَابِ أَنَّ ٱللَّهَ يُبَشِّرُكَ بِيَحْيَىٰ مُصَدِّقًۢا بِكَلِمَةٍ مِّنَ ٱللَّهِ وَسَيِّدًا وَحَصُورًا وَنَبِيًّا مِّنَ ٱلصَّٰلِحِينَ ﴿٣٩

Derken Melâikeler kendisine nida' ettiler, o kalkmış mihrabda namaz kılıyordu: Haberin olsun Allah sana Yahya’yı müjdeliyor: Allah’dan bir kelimeyi tasdik edecek, hem bir efendi, hem gayez zahid, ve bir peygamber, salihînden.

— Elmalılı Hamdi Yazır

O, mihrabda namaz kılarken melekler ona seslendiler: Allah sana, kendisinden bir kelimeyi tasdik edici bir efendi, nefsine hakim ve salihlerden bir peygamber olmak üzere Yahya'yı müjdeler.

— İbni Kesir

Zekeriya mabedde namaz kılarken melekler ona, “Allah sana, kendisinden gelen bir kelimeyi (İsa’yı) doğrulayıcı, efendi, nefsine hâkim ve salihlerden bir peygamber olarak Yahya’yı müjdeler” diye seslendiler.

— Diyanet İşleri

O, mihrabda durub namaz kılarken melekler ona (şöyle) nida ettir «Gerçek, Allah sana kendisinden bir kelimeyi tasdıyk edici, bir efendi, nefsine haakim ve saalihlerden bir peygamber olmak üzere Yahyâyi müjdeler».

— Hasan Basri Çantay

Bunun üzerine Zekeriyya, mabette namaz kılarken melekler ona şöyle seslendiler; Allah sana Yahya'yı müjdeliyor. O, Allah'ın dolaysız kelimesini doğrulayan, efendi, iffetli ve salihlerden bir peygamberdir.'

— Seyyid Kutub

قَالَ رَبِّ أَنَّىٰ يَكُونُ لِى غُلَٰمٌ وَقَدْ بَلَغَنِىَ ٱلْكِبَرُ وَٱمْرَأَتِى عَاقِرٌۖ قَالَ كَذَٰلِكَ ٱللَّهُ يَفْعَلُ مَا يَشَآءُ ﴿٤٠

Ya Rab! dedi: benim için bir oğul nasıl olur? kendime ihtiyarlık çatmış haremim de kısırken, buyurdu ki: öyle, Allah ne dilerse yapar.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Ve dedi ki: Rabbım; ben artık iyice kocamış, karım da kısırken nasıl oğlum olabilir? Öyle, Allah dilediğini yapar, dedi.

— İbni Kesir

Zekeriya, “Ey Rabbim! Bana ihtiyarlık gelip çatmış iken ve karım da kısır iken benim nasıl çocuğum olabilir?” dedi. Allah, “Öyledir, ama Allah dilediğini yapar” dedi.

— Diyanet İşleri

(Zekeriyyâ) dedi: «Rabbim, kendime hakıykaten ihtiyarlık çatmış iken, karım da bir kısır iken benim nasıl bir oğlum olabilir»? (Allah): «öyle, dedi, (fakat) Allah ne dilerse yapar».

— Hasan Basri Çantay

Zekeriyya 'Ya Rabbi, kendim iyice yaşlanmış ve karım çocuktan kesilmişken nasıl oğlum olabilir?' dedi. O da 'Böyledir, Allah dilediğini yapar' dedi.

— Seyyid Kutub

قَالَ رَبِّ ٱجْعَل لِّىٓ ءَايَةًۖ قَالَ ءَايَتُكَ أَلَّا تُكَلِّمَ ٱلنَّاسَ ثَلَٰثَةَ أَيَّامٍ إِلَّا رَمْزًاۗ وَٱذْكُر رَّبَّكَ كَثِيرًا وَسَبِّحْ بِٱلْعَشِىِّ وَٱلْإِبْكَٰرِ ﴿٤١

Ya Rab! dedi: Bana bir âyet (bir alâmet) yap, buyurdu ki: Ayetin nasa üç gün sade işaretten başka söz söyliyememendir. Bununla beraber Rabbını çok zikret ve akşam sabah tesbih eyle.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Rabbım, bana bir alamet ver, dedi. Alametin, işaretten başka şekillerle insanlarla konuşmamandır. Bununla beraber Rabbını çok an ve akşam sabah tesbih et.

— İbni Kesir

Zekeriya, “Rabbim! (çocuğum olacağına dair) bana bir alâmet ver” dedi. Allah da şöyle dedi: “Senin için alâmet, insanlarla üç gün konuşamaman, ancak işaretleşebilmendir. Ayrıca Rabbini çok an, sabah akşam tesbih et.”

— Diyanet İşleri

(Zekeriyyâ) söyledi: «Rabbim, bana (bu hususda) bir nişan ver». (Allah) dedi ki: «Senin nişanın sâde bir işâretden başka insanlara üç gün söz söyleyememendir. Bununla beraber Rabbini çok an ve akşam sabah onu tesbîh et».

— Hasan Basri Çantay

Zekeriyya 'Rabbim, bana bunun belirtisini göster' dedi. Allah ona şöyle buyurdu; 'Senin belirtin üç gün boyunca, işaretleşme dışında insanlarla konuşmamandır. Rabbinin adını çokça an ve sabah akşam O'nu noksanlıktan tenzih et :

— Seyyid Kutub

وَإِذْ قَالَتِ ٱلْمَلَٰٓئِكَةُ يَٰمَرْيَمُ إِنَّ ٱللَّهَ ٱصْطَفَىٰكِ وَطَهَّرَكِ وَٱصْطَفَىٰكِ عَلَىٰ نِسَآءِ ٱلْعَٰلَمِينَ ﴿٤٢

Hem Melekler dediği vakit, ya Meryem! her halde Allah seni süzüp seçti, ve seni çok temiz pâk kıldı, hem seni âlemin kadınlarının fevkinde seçti.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Hani melekler: Ey Meryem, şüphesiz Allah seni seçip temizledi. Dünyaların kadınlarından seni üstün tuttu, demişlerdi.

— İbni Kesir

Hani melekler, “Ey Meryem! Allah, seni seçti. Seni tertemiz yaptı ve seni dünya kadınlarına üstün kıldı.”

— Diyanet İşleri

Hani melekler: «Ey Meryem, şübhesiz ki Allah sana seçgin bir hususiyyet verdi. Seni tertemiz (büyütdü), Seni âlemlerin kadınları üzerine mümtaz kıldı» demişdi.

— Hasan Basri Çantay

Hani melekler şöyle demişti; 'Ey Meryem, Allah seni seçti, arındırdı ve dünyanın kadınlarına üstün kıldı :

— Seyyid Kutub

يَٰمَرْيَمُ ٱقْنُتِى لِرَبِّكِ وَٱسْجُدِى وَٱرْكَعِى مَعَ ٱلرَّٰكِعِينَ ﴿٤٣

Ya Meryem! Rabbin’e divan dur, ve secdeye kapan ve rükû' edenlerle beraber rükûa var.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Ey Meryem, huşu ile Rabbının divanına dur. Secdeye kapan. Rüku edenlerle birlikte rüku et.

— İbni Kesir

“Ey Meryem! Rabbine divan dur. Secde et ve (O’nun huzurunda) rükû edenlerle beraber rükû et” demişlerdi.

— Diyanet İşleri

«Ey Meryem huşu ile Rabbin dîvânına dur, secdeye kapan. (Allaha) rükû edenlerle beraber eğil (cemaatle namaz kıl).

— Hasan Basri Çantay

Ey Meryem Rabbinin huzurunda saygı ile dur. Secdeye kapan ve rükua varanlarla birlikte sen de rükua var.

— Seyyid Kutub

ذَٰلِكَ مِنْ أَنۢبَآءِ ٱلْغَيْبِ نُوحِيهِ إِلَيْكَۚ وَمَا كُنتَ لَدَيْهِمْ إِذْ يُلْقُونَ أَقْلَٰمَهُمْ أَيُّهُمْ يَكْفُلُ مَرْيَمَ وَمَا كُنتَ لَدَيْهِمْ إِذْ يَخْتَصِمُونَ ﴿٤٤

Bu işte sana gayb haberlerinden, onu sana vahy ile bildiriyoruz (ya Muhammed), yoksa Meryem’i hangisi himayesine alacak, diye kalemleriyle kur'a atarlarken de sen yanlarında değildin, çekişirlerken de yanlarında değildin.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Bunlar sana vahyetmekte olduğumuz gayb haberlerindendir. Meryem'e hangisi kefil olacak diye kalemlerini atarlarken sen yanlarında değildin. Çekişirlerken de orada bulunmadın.

— İbni Kesir

(Ey Muhammed!) Bunlar sana vahyettiğimiz gayb haberlerindendir. Meryem’i kim himayesine alıp koruyacak diye kalemlerini (kur’a için) atarlarken sen yanlarında değildin. (Bu konuda) tartışırlarken de yanlarında değildin.

— Diyanet İşleri

(Habîbim) bunlar sana vahyetmekde olduğumuz ğayb haberlerindendir. Meryem'i onlardan hangisi himaayesine alacak diye kalemlerini atarlarken sen yanlarında değildin. (Bu hususda) çekişirlerken de yine yanlarında yokdun.

— Hasan Basri Çantay

Bunlar sana vahiy yolu ile bildirdiğimiz gayb alemine ilişkin haberlerdir. Onlardan hangisi Meryem'in sorumluluğunu üstlenecek diye kalemleri ile kur'a çekerlerken sen yanlarında değildin, bu konuda çekişirken de orada değildin.

— Seyyid Kutub

إِذْ قَالَتِ ٱلْمَلَٰٓئِكَةُ يَٰمَرْيَمُ إِنَّ ٱللَّهَ يُبَشِّرُكِ بِكَلِمَةٍ مِّنْهُ ٱسْمُهُ ٱلْمَسِيحُ عِيسَى ٱبْنُ مَرْيَمَ وَجِيهًا فِى ٱلدُّنْيَا وَٱلْءَاخِرَةِ وَمِنَ ٱلْمُقَرَّبِينَ ﴿٤٥

Melekler dediği vakit: ya Meryem! haberin olsun Allah senin tarafından bir kelime ile müjdeleyor: ismi Mesih İsa ibn Meryem, dünya ve ahiırette vecîh olarak hem de mukarrebînden.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Melekler demişlerdi ki: Ey Meryem; Allah kendinden bir kelimeyi sana müjdeliyor. Adı; Meryem oğlu İsa, Mesih'tir. Dünyada da, ahirette de, şanı yücedir. Allah'a yakın kılınanlardandır.

— İbni Kesir

Hani melekler şöyle demişti: “Ey Meryem! Allah, seni kendi tarafından bir kelime ile müjdeliyor ki, adı Meryem oğlu İsa Mesih’tir. Dünyada da, ahirette de itibarlı ve Allah’a çok yakın olanlardandır.”

— Diyanet İşleri

Melekler: «Ey Meryem. Allah, kendinden bir kelimeyi sana müjdeliyor: Adı İsâ, (lakabı) Mesîh, (sıfatı) Meryem oğludur. Dünyâda da, âhiretde de sânı yücedir. (Allaha) çok yakınlardandır da».

— Hasan Basri Çantay

Hani Melekler dediler ki; 'Ey Meryem, Allah seni dolaysız Kelime'si ile müjdeliyor. Onun adı Meryemoğlu İsa Mesih'tir. O dünyada da ahirette de yüce, şanlıdır ve Allah'ın yakınlarındandır.

— Seyyid Kutub

وَيُكَلِّمُ ٱلنَّاسَ فِى ٱلْمَهْدِ وَكَهْلًا وَمِنَ ٱلصَّٰلِحِينَ ﴿٤٦

ve nasa kelâm söyleyecek: hem beşikte hem yetişkin iken, hem de salihînden.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Beşiğinde de, yetişkinlik halinde de insanlarla konuşacaktır ve salihlerdendir.

— İbni Kesir

“O, beşikte de, yetişkin çağında da insanlarla konuşacak, salihlerden olacaktır.”

— Diyanet İşleri

«Beşiğinde de, yetişğinlik haalinde de insanlara söz söyleyecekdir. (O), saalihlerdendir» dediği zaman da (sen yanlarında değildin).

— Hasan Basri Çantay

O daha beşikteyken ve yetişkinlik çağında insanlarla konuşacaktır ve salih kullarındandır.

— Seyyid Kutub

قَالَتْ رَبِّ أَنَّىٰ يَكُونُ لِى وَلَدٌ وَلَمْ يَمْسَسْنِى بَشَرٌۖ قَالَ كَذَٰلِكِ ٱللَّهُ يَخْلُقُ مَا يَشَآءُۚ إِذَا قَضَىٰٓ أَمْرًا فَإِنَّمَا يَقُولُ لَهُۥ كُن فَيَكُونُ ﴿٤٧

YaRabbi! dedi: bir çocuk nerden olabilir benim için? Ki bana bir beşer dokunmadı, buyurdu ki: öyle, Allah neyi dilerse yaratır, o bir emri murad edince sade ona ol der o oluverir.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Meryem dedi ki: Rabbım; bana bir beşer dokunmamışken, benim nasıl çocuğum olabilir? Melekler de: Allah, dilediğini öylece yaratır ve bir şeyin olmasını dilerse, ona; ol, der de oluverir, dediler.

— İbni Kesir

(Meryem), “Ey Rabbim! Bana bir beşer dokunmamışken benim nasıl çocuğum olur?” dedi. Allah, “Öyle ama, Allah dilediğini yaratır. O, bir şeyin olmasını dilediğinde ona sadece “ol” der, o da hemen oluverir” dedi.

— Diyanet İşleri

(Meryem) dedi ki: «Hey Rabbim, bana bir beşer dokunmamışken benim nasıl çocuğum olabilir?». (Allah) dedi «öyle, (Fakat) Allah ne dilerse yaratır. Bir işe hükmedince ona ancak ol der, o da oluverir».

— Hasan Basri Çantay

Meryem 'Ey Rabbim, bana hiçbir insan dokunmamışken nasıl olur da çocuğum olabilir?' dedi. De ki: 'İşte böyledir, Allah dilediğini yaratır. O bir şeyin olmasına karar verince ona sadece «ol» der o da hemen oluverir.'

— Seyyid Kutub

وَيُعَلِّمُهُ ٱلْكِتَٰبَ وَٱلْحِكْمَةَ وَٱلتَّوْرَىٰةَ وَٱلْإِنجِيلَ ﴿٤٨

Ve ona hem kitabet öğretecek hem hikmet hem Tevrat hem İncil.

— Elmalılı Hamdi Yazır

O'na kitabı, hikmeti, Tevrat'ı ve İncil'i öğretecek.

— İbni Kesir

Ve Allah ona kitabı, hikmeti, Tevrat ve İncil’i öğretecek.

— Diyanet İşleri

«(Allah) ona yazmayı, hikmeti, Tevrâtı, İncili öğretecek».

— Hasan Basri Çantay

Allah O'na Kitab'ı, Hikmet'i, Tevrat'ı ve İncil'i öğretecek.

— Seyyid Kutub

وَرَسُولًا إِلَىٰ بَنِىٓ إِسْرَٰٓءِيلَ أَنِّى قَدْ جِئْتُكُم بِـَٔايَةٍ مِّن رَّبِّكُمْۖ أَنِّىٓ أَخْلُقُ لَكُم مِّنَ ٱلطِّينِ كَهَيْـَٔةِ ٱلطَّيْرِ فَأَنفُخُ فِيهِ فَيَكُونُ طَيْرًۢا بِإِذْنِ ٱللَّهِۖ وَأُبْرِئُ ٱلْأَكْمَهَ وَٱلْأَبْرَصَ وَأُحْىِ ٱلْمَوْتَىٰ بِإِذْنِ ٱللَّهِۖ وَأُنَبِّئُكُم بِمَا تَأْكُلُونَ وَمَا تَدَّخِرُونَ فِى بُيُوتِكُمْۚ إِنَّ فِى ذَٰلِكَ لَءَايَةً لَّكُمْ إِن كُنتُم مُّؤْمِنِينَ ﴿٤٩

Hem Ben-î İsrail’e bir Resul olarak, şöyle ki: ben size Rabbiınizdan bir âyetle geldim, ben size çamurdan kuş biçimi gibi bir mahlûk biçerim de içine üflerim, Allah’ın izniyle derhal bir kuş olur, yine Allah’ın izniyle gözsüzü ve abraşı iyi eder ve ölüleri diriltirim, ve evlerinize ne yiyor ve ne biriktiriyorsanız size haber veririm elbette bunda size şüphesiz bir âyet vardır eğer iman edecek iseniz.

— Elmalılı Hamdi Yazır

O'nu İsrailoğullarına peygamber olarak gönderecek ve onlara şöyle diyecektir: Ben, size Rabbınızdan bir ayet getirdim. Ben, size çamurdan kuş gibi bir şey yapıp ona üfleyeceğim de Allah'ın izniyle, hemen kuş olacak. Anadan doğma körleri ve alacalıları iyi edeceğim. Allah'ın izniyle ölüleri dirilteceğim. Yediklerinizi ve evlerinizde sakladıklarınızı da size haber vereceğim. Eğer iman edenlerden iseniz; elbette bunda sizin için ayet vardır.

— İbni Kesir

Allah, onu İsrailoğullarına bir Peygamber olarak gönderecek (ve o da onlara şöyle diyecek): “Şüphesiz ben size Rabbinizden bir mucize getirdim. Ben çamurdan kuş şeklinde bir şey yapar, ona üflerim. O da Allah’ın izniyle hemen kuş oluverir. Körü ve alacalıyı iyileştiririm ve Allah’ın izniyle ölüleri diriltirim. Evlerinizde ne yiyip ne biriktirdiğinizi size haber veririm. Eğer mü’minler iseniz bunda sizin için elbette bir ibret vardır.”

— Diyanet İşleri

«Onu isrâîl oğullarına peygamber gönderecek», (Onlara diyecek ki): «Hakıykat, ben size Rabbinizden bir âyet (mucize) getirdim. Hakıykat, ben size çamurdan kuş biçimi gibi bir şey yapar, ona üfürürüm de Allahın izniyle derhal (canlı) bir kuş olur. (Yine) Allanın izniyle anadan doğma körü ve abraşı iyi eder, ölüleri diriltirim. Evlerinizde ne yiyor, ne birikdiriyorsanız size haber veririm. Elbette bunlarda sizin için, eğer îman edicilerseniz, kat'î bir (er) ibret vardır».

— Hasan Basri Çantay

O'nu, İsrailoğullarına şöyle diyecek olan bir peygamber olarak gönderecek; 'Ben size Rabbinizden mucize ile geldim. Ben sizin önünüzde çamurdan kuş biçiminde bir cisim yapar, sonra ona bir nefes üflerim de Allah'ın izni ile kuş oluverir; Doğuştan körler ile alacalık (ebras) hastalarını iyileştiririm; Allah'ın izni ile ölüleri diriltirim; evlerinizde hangi yiyeceklerinizi yediğinizi ve hangilerini sonraya bıraktığınızı haber veririm. Eğer mümin iseniz, bu sizin için ibret alacağınız kesin bir delildir.

— Seyyid Kutub

AYARLAR