بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

كٓهيعٓصٓ ١

Kâf, Hâ, Yâ, Ayn, Saad.

– Hasan Basri Çantay

ذِكْرُ رَحْمَتِ رَبِّكَ عَبْدَهُۥ زَكَرِيَّآ ٢

(Bu), kulu Zekeriyyâye Rabbinin rahmetini anışdır.

– Hasan Basri Çantay

إِذْ نَادَىٰ رَبَّهُۥ نِدَآءً خَفِيًّا ٣

O, Rabbine gizlice niyaz etdiği zaman,

– Hasan Basri Çantay

قَالَ رَبِّ إِنِّى وَهَنَ ٱلْعَظْمُ مِنِّى وَٱشْتَعَلَ ٱلرَّأْسُ شَيْبًا وَلَمْ أَكُنۢ بِدُعَآئِكَ رَبِّ شَقِيًّا ٤

Demişdi ki: «Ey Rabbim, hakıykat ben... Benim kemiğim yıpradı. Başımın saçı tutuşdu. Ey Rabbim, ben Sana düâ etme (m neticesinde) etmişsem bedbaht (ve mahrum) olmadım».

– Hasan Basri Çantay

وَإِنِّى خِفْتُ ٱلْمَوَٰلِىَ مِن وَرَآءِى وَكَانَتِ ٱمْرَأَتِى عَاقِرًا فَهَبْ لِى مِن لَّدُنكَ وَلِيًّا ٥

«Hakıykat ben, arkamdan (yerime gelecek) akrabamdan endîşeye düşdüm. Karım da kısırdır. Binâen'aleyh bana tarafından (ve kendi sulbümden) bir velî, oğul ihsan et».

– Hasan Basri Çantay

يَرِثُنِى وَيَرِثُ مِنْ ءَالِ يَعْقُوبَۖ وَٱجْعَلْهُ رَبِّ رَضِيًّا ٦

«Ki bana da mîrascı olsun, Ya'kub haanedanına da mîrascı olsun. Rabbim Sen onu çok rızâ saahibi kıl».

– Hasan Basri Çantay

يَٰزَكَرِيَّآ إِنَّا نُبَشِّرُكَ بِغُلَٰمٍ ٱسْمُهُۥ يَحْيَىٰ لَمْ نَجْعَل لَّهُۥ مِن قَبْلُ سَمِيًّا ٧

(Allah buyurdu:) «Ey Zekeriyyâ, hakıykaten biz sana Yahya adında bir oğul müjdeleriz ki bundan evvel biz ona hiç bir (kimseyi) adaş yapmamışdık».

– Hasan Basri Çantay

قَالَ رَبِّ أَنَّىٰ يَكُونُ لِى غُلَٰمٌ وَكَانَتِ ٱمْرَأَتِى عَاقِرًا وَقَدْ بَلَغْتُ مِنَ ٱلْكِبَرِ عِتِيًّا ٨

Dedi: «Rabbim, benim nasıl oğlum olur ki? Karım bir kısırdır. Ben ise ihtiyarlığın son haddine vermişimdir».

– Hasan Basri Çantay

قَالَ كَذَٰلِكَ قَالَ رَبُّكَ هُوَ عَلَىَّ هَيِّنٌ وَقَدْ خَلَقْتُكَ مِن قَبْلُ وَلَمْ تَكُ شَيْـًٔا ٩

(Melek) dedi: «Öyledir. (Fakat) Rabbin buyurdu ki: — o, bana göre pek kolay. Daha evvel sen bir şey değilken seni yaratmışımdır».

– Hasan Basri Çantay

قَالَ رَبِّ ٱجْعَل لِّىٓ ءَايَةًۚ قَالَ ءَايَتُكَ أَلَّا تُكَلِّمَ ٱلنَّاسَ ثَلَٰثَ لَيَالٍ سَوِيًّا ١٠

Dedi: «Rabbim, bana (bu hususda) bir nişan ver». Buyurdu: «Senin nişanın sapasağlam olduğun halde üç gece insanlarla konuşamamandır».

– Hasan Basri Çantay

فَخَرَجَ عَلَىٰ قَوْمِهِۦ مِنَ ٱلْمِحْرَابِ فَأَوْحَىٰٓ إِلَيْهِمْ أَن سَبِّحُواْ بُكْرَةً وَعَشِيًّا ١١

Derken (Zekeriyyâ) mescidinden kavminin karşısına çıkıb onlara: «Sabah akşam tesbîhde bulunun» diye işaret verdi.

– Hasan Basri Çantay

AYARLAR
Okuyucu