بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

إِنَّ عِبَادِى لَيْسَ لَكَ عَلَيْهِمْ سُلْطَٰنٌ إِلَّا مَنِ ٱتَّبَعَكَ مِنَ ٱلْغَاوِينَ ٤٢

Hakikat o kullarım, senin onlar üzerine bir sultan yoktur, ancak azgınlardan sana uyanlar başka.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَإِنَّ جَهَنَّمَ لَمَوْعِدُهُمْ أَجْمَعِينَ ٤٣

Elbet bunların da hepsinin mevıdleri şüphesiz cehennem.

– Elmalılı Hamdi Yazır

لَهَا سَبْعَةُ أَبْوَٰبٍ لِّكُلِّ بَابٍ مِّنْهُمْ جُزْءٌ مَّقْسُومٌ ٤٤

Onun yedi kapısı vardır, her kapıya onlardan bir cüz-i maksum.

– Elmalılı Hamdi Yazır

إِنَّ ٱلْمُتَّقِينَ فِى جَنَّٰتٍ وَعُيُونٍ ٤٥

Elbette müttekiler, cennetler, pınarlar içinde.

– Elmalılı Hamdi Yazır

ٱدْخُلُوهَا بِسَلَٰمٍ ءَامِنِينَ ٤٦

Girin onlara selâmetle emîn emîn.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَنَزَعْنَا مَا فِى صُدُورِهِم مِّنْ غِلٍّ إِخْوَٰنًا عَلَىٰ سُرُرٍ مُّتَقَٰبِلِينَ ٤٧

Sinelerindeki kînleri soymuşuzdur da ihvan olarak köşkler üzere karşı karşıya otururlar.

– Elmalılı Hamdi Yazır

لَا يَمَسُّهُمْ فِيهَا نَصَبٌ وَمَا هُم مِّنْهَا بِمُخْرَجِينَ ٤٨

Orada kendilerine hiç bir zahmet tokunmaz, onlar oradan çıkarılacak da değildirler.

– Elmalılı Hamdi Yazır

نَبِّئْ عِبَادِىٓ أَنِّىٓ أَنَا ٱلْغَفُورُ ٱلرَّحِيمُ ٤٩

Haber ver kullarıma ki hakikat ben, benim öyle Gafur, öyle Rahim.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَأَنَّ عَذَابِى هُوَ ٱلْعَذَابُ ٱلْأَلِيمُ ٥٠

Bununla beraber azâbım da azâbı elîm.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَنَبِّئْهُمْ عَن ضَيْفِ إِبْرَٰهِيمَ ٥١

Hem onlara İbrahim’in müsafirlerinden bahs et.

– Elmalılı Hamdi Yazır

إِذْ دَخَلُواْ عَلَيْهِ فَقَالُواْ سَلَٰمًا قَالَ إِنَّا مِنكُمْ وَجِلُونَ ٥٢

O vakit ki yanına girdiler de, selâm dediler, biz dedi: sizden cidden korkuyoruz.

– Elmalılı Hamdi Yazır

AYARLAR
Okuyucu