بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

إِنَّ عِبَادِى لَيْسَ لَكَ عَلَيْهِمْ سُلْطَٰنٌ إِلَّا مَنِ ٱتَّبَعَكَ مِنَ ٱلْغَاوِينَ ٤٢

Sana uyan sapıklar dışındaki kullarım üzerinde senin hiçbir nüfuzun, hiçbir etkileme gücün yoktur.

– Seyyid Kutub

وَإِنَّ جَهَنَّمَ لَمَوْعِدُهُمْ أَجْمَعِينَ ٤٣

Onların hepsinin buluşma yerleri cehennemdir.

– Seyyid Kutub

لَهَا سَبْعَةُ أَبْوَٰبٍ لِّكُلِّ بَابٍ مِّنْهُمْ جُزْءٌ مَّقْسُومٌ ٤٤

Oranın yedi kapısı vardır. Her kapıdan hangi cehennemlik grupların içeriye girecekleri belirlenmiştir.

– Seyyid Kutub

إِنَّ ٱلْمُتَّقِينَ فِى جَنَّٰتٍ وَعُيُونٍ ٤٥

Kötülükten sakınanlar ise, cennetteler ve pınar başlarındadırlar.

– Seyyid Kutub

ٱدْخُلُوهَا بِسَلَٰمٍ ءَامِنِينَ ٤٦

Onlara «Esenlikle ve güven içinde oraya giriniz» denir.

– Seyyid Kutub

وَنَزَعْنَا مَا فِى صُدُورِهِم مِّنْ غِلٍّ إِخْوَٰنًا عَلَىٰ سُرُرٍ مُّتَقَٰبِلِينَ ٤٧

Biz cennetliklerin kalplerindeki tüm kin tortularını çekip çıkardık, onlar orada karşılıklı koltuklarda oturan kardeşlerdir.

– Seyyid Kutub

لَا يَمَسُّهُمْ فِيهَا نَصَبٌ وَمَا هُم مِّنْهَا بِمُخْرَجِينَ ٤٨

Onlar orada bıkkınlık hissetmezler, oradan çıkarılmaları da sözkonusu değildir.

– Seyyid Kutub

نَبِّئْ عِبَادِىٓ أَنِّىٓ أَنَا ٱلْغَفُورُ ٱلرَّحِيمُ ٤٩

Ey Muhammed, kullarıma haber ver ki, ben gerçekten affediciyim, merhametliyim.

– Seyyid Kutub

وَأَنَّ عَذَابِى هُوَ ٱلْعَذَابُ ٱلْأَلِيمُ ٥٠

Fakat azabım da son derece acıklı bir azaptır.

– Seyyid Kutub

وَنَبِّئْهُمْ عَن ضَيْفِ إِبْرَٰهِيمَ ٥١

Onlara İbrahim'in konukları hakkında da bilgi ver.

– Seyyid Kutub

إِذْ دَخَلُواْ عَلَيْهِ فَقَالُواْ سَلَٰمًا قَالَ إِنَّا مِنكُمْ وَجِلُونَ ٥٢

Hani İbrahim'in yanına girip selâm verdiklerinde O «Biz sizden korkuyoruz» dedi.

– Seyyid Kutub

AYARLAR
Okuyucu