بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

إِلَّا عِبَادَكَ مِنْهُمُ ٱلْمُخْلَصِينَ ٤٠

Ancak içlerinden ihlas verilen kulların müstesna.

– İbni Kesir

قَالَ هَٰذَا صِرَٰطٌ عَلَىَّ مُسْتَقِيمٌ ٤١

Buyurdu ki: İşte, Benim taahhüd ettiğim dosdoğru yol budur.

– İbni Kesir

إِنَّ عِبَادِى لَيْسَ لَكَ عَلَيْهِمْ سُلْطَٰنٌ إِلَّا مَنِ ٱتَّبَعَكَ مِنَ ٱلْغَاوِينَ ٤٢

Muhakkak ki kullarımın üzerinde senin bir nüfuzun olmaz. Ancak sana uyan sapıklar müstesna.

– İbni Kesir

وَإِنَّ جَهَنَّمَ لَمَوْعِدُهُمْ أَجْمَعِينَ ٤٣

Şüphesiz onların hepsine vaadolunan yer, cehennemdir.

– İbni Kesir

لَهَا سَبْعَةُ أَبْوَٰبٍ لِّكُلِّ بَابٍ مِّنْهُمْ جُزْءٌ مَّقْسُومٌ ٤٤

Onun yedi kapısı vardır. Ve her kapıdan onların girecekleri bir kısım vardır.

– İbni Kesir

إِنَّ ٱلْمُتَّقِينَ فِى جَنَّٰتٍ وَعُيُونٍ ٤٥

Müttakiler ise; muhakkak ki cennetler ve pınarlar içindedirler.

– İbni Kesir

ٱدْخُلُوهَا بِسَلَٰمٍ ءَامِنِينَ ٤٦

Selametle ve güven içinde girin oraya.

– İbni Kesir

وَنَزَعْنَا مَا فِى صُدُورِهِم مِّنْ غِلٍّ إِخْوَٰنًا عَلَىٰ سُرُرٍ مُّتَقَٰبِلِينَ ٤٧

Biz, onların gönüllerindeki kini söküp attık. Artık onlar kardeş olarak sedirler üzerinde karşılıklı otururlar.

– İbni Kesir

لَا يَمَسُّهُمْ فِيهَا نَصَبٌ وَمَا هُم مِّنْهَا بِمُخْرَجِينَ ٤٨

Onlara orada hiç bir yorgunluk ve zahmet değmez. Oradan çıkarılacak da değillerdir.

– İbni Kesir

نَبِّئْ عِبَادِىٓ أَنِّىٓ أَنَا ٱلْغَفُورُ ٱلرَّحِيمُ ٤٩

Kullarıma bildir ki: Muhakkak Benim Ben, Gafur, Rahim olan.

– İbni Kesir

وَأَنَّ عَذَابِى هُوَ ٱلْعَذَابُ ٱلْأَلِيمُ ٥٠

Ve muhakkak ki azabım da elem verici bir azabtır.

– İbni Kesir

AYARLAR
Okuyucu