بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

إِلَىٰ يَوۡمِ ٱلۡوَقۡتِ ٱلۡمَعۡلُومِ ٣٨

Vakti malûm gününe kadar.

– Elmalılı Hamdi Yazır

قَالَ رَبِّ بِمَآ أَغۡوَيۡتَنِي لَأُزَيِّنَنَّ لَهُمۡ فِي ٱلۡأَرۡضِ وَلَأُغۡوِيَنَّهُمۡ أَجۡمَعِينَ ٣٩

Rabbim, dedi: beni azdırmana kasem ederim ki her halde ben onlar için arzda tezyinat yapacağım ve hepsini iğvâ edeceğim.

– Elmalılı Hamdi Yazır

إِلَّا عِبَادَكَ مِنۡهُمُ ٱلۡمُخۡلَصِينَ ٤٠

Ancak içlerinden ihlâs verilen kulların müstesnâ.

– Elmalılı Hamdi Yazır

قَالَ هَٰذَا صِرَٰطٌ عَلَيَّ مُسۡتَقِيمٌ ٤١

Bu, dedi: bir câdde "teahhüd ederim" dos doğru.

– Elmalılı Hamdi Yazır

إِنَّ عِبَادِي لَيۡسَ لَكَ عَلَيۡهِمۡ سُلۡطَٰنٌ إِلَّا مَنِ ٱتَّبَعَكَ مِنَ ٱلۡغَاوِينَ ٤٢

Hakikat o kullarım, senin onlar üzerine bir sultan yoktur, ancak azgınlardan sana uyanlar başka.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَإِنَّ جَهَنَّمَ لَمَوۡعِدُهُمۡ أَجۡمَعِينَ ٤٣

Elbet bunların da hepsinin mevıdleri şüphesiz cehennem.

– Elmalılı Hamdi Yazır

لَهَا سَبۡعَةُ أَبۡوَٰبٖ لِّكُلِّ بَابٖ مِّنۡهُمۡ جُزۡءٞ مَّقۡسُومٌ ٤٤

Onun yedi kapısı vardır, her kapıya onlardan bir cüz-i maksum.

– Elmalılı Hamdi Yazır

إِنَّ ٱلۡمُتَّقِينَ فِي جَنَّٰتٖ وَعُيُونٍ ٤٥

Elbette müttekiler, cennetler, pınarlar içinde.

– Elmalılı Hamdi Yazır

ٱدۡخُلُوهَا بِسَلَٰمٍ ءَامِنِينَ ٤٦

Girin onlara selâmetle emîn emîn.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَنَزَعۡنَا مَا فِي صُدُورِهِم مِّنۡ غِلٍّ إِخۡوَٰنًا عَلَىٰ سُرُرٖ مُّتَقَٰبِلِينَ ٤٧

Sinelerindeki kînleri soymuşuzdur da ihvan olarak köşkler üzere karşı karşıya otururlar.

– Elmalılı Hamdi Yazır

لَا يَمَسُّهُمۡ فِيهَا نَصَبٞ وَمَا هُم مِّنۡهَا بِمُخۡرَجِينَ ٤٨

Orada kendilerine hiç bir zahmet tokunmaz, onlar oradan çıkarılacak da değildirler.

– Elmalılı Hamdi Yazır

AYARLAR
Okuyucu