بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَٱلۡكِتَٰبِ ٱلۡمُبِينِ ٢

Apaçık bildiren kitaba andolsun ki.

– Ömer Nasuhi Bilmen

إِنَّا جَعَلۡنَٰهُ قُرۡءَٰنًا عَرَبِيّٗا لَّعَلَّكُمۡ تَعۡقِلُونَ ٣

Muhakkak Biz onu bir Arapça Kur'an kıldık, umulur ki, siz akıl erdirirsiniz.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَإِنَّهُۥ فِيٓ أُمِّ ٱلۡكِتَٰبِ لَدَيۡنَا لَعَلِيٌّ حَكِيمٌ ٤

Ve şüphe yok ki o, nezdimizdeki ana kitapta elbette pek yüksektir, çok hikmetle muttasıftır.

– Ömer Nasuhi Bilmen

أَفَنَضۡرِبُ عَنكُمُ ٱلذِّكۡرَ صَفۡحًا أَن كُنتُمۡ قَوۡمٗا مُّسۡرِفِينَ ٥

Eğer siz müsrifler olan bir kavim oldu iseniz, sizden Kur'an'ı vazgeçip bertaraf eder miyiz?

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَكَمۡ أَرۡسَلۡنَا مِن نَّبِيّٖ فِي ٱلۡأَوَّلِينَ ٦

Halbuki, Biz evvelkiler için de nice peygamber gönderdik.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَمَا يَأۡتِيهِم مِّن نَّبِيٍّ إِلَّا كَانُواْ بِهِۦ يَسۡتَهۡزِءُونَ ٧

Onlara bir peygamber gelmiş olmazdı ki, illâ onunla istihzâ eder olmuşlardı.

– Ömer Nasuhi Bilmen

فَأَهۡلَكۡنَآ أَشَدَّ مِنۡهُم بَطۡشٗا وَمَضَىٰ مَثَلُ ٱلۡأَوَّلِينَ ٨

Artık bunlardan daha şiddetlisini helâk ettik ve evvelkilerin sıfatı geçmiştir.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَلَئِن سَأَلۡتَهُم مَّنۡ خَلَقَ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضَ لَيَقُولُنَّ خَلَقَهُنَّ ٱلۡعَزِيزُ ٱلۡعَلِيمُ ٩

Andolsun ki, onlara «Gökleri ve yeri kim yarattı?» diye soracak olsan elbette derler ki: «Onları Azîz, Alîm olan Allah yarattı.»

– Ömer Nasuhi Bilmen

ٱلَّذِي جَعَلَ لَكُمُ ٱلۡأَرۡضَ مَهۡدٗا وَجَعَلَ لَكُمۡ فِيهَا سُبُلٗا لَّعَلَّكُمۡ تَهۡتَدُونَ ١٠

(O Allah) ki, sizin için yeri bir beşik kıldı ve sizin için orada yollar kıldı, tâ ki, dosdoğru gidebilesiniz.

– Ömer Nasuhi Bilmen

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu


00:00
00:00