043 surah

بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَٱلۡكِتَٰبِ ٱلۡمُبِينِ ٢

Allah yolunu apaçık gösteren bu Kitab’a yemin olsun ki,

– Ali Fikri Yavuz

إِنَّا جَعَلۡنَٰهُ قُرۡءَٰنًا عَرَبِيّٗا لَّعَلَّكُمۡ تَعۡقِلُونَ ٣

Biz onu, anlayasınız diye, Arabca bir Kur’an yaptık.

– Ali Fikri Yavuz

وَإِنَّهُۥ فِيٓ أُمِّ ٱلۡكِتَٰبِ لَدَيۡنَا لَعَلِيٌّ حَكِيمٌ ٤

Gerçekten o, bizim katımızdaki ana kitabda (Levh-i Mahfûz’da) şanı çok yücedir, hikmet doludur.

– Ali Fikri Yavuz

أَفَنَضۡرِبُ عَنكُمُ ٱلذِّكۡرَ صَفۡحًا أَن كُنتُمۡ قَوۡمٗا مُّسۡرِفِينَ ٥

Siz (ey Mekke halkı) haddi aşan bir kavim oldunuz diye, sizden o öğüdü kaldıracak mıyız?

– Ali Fikri Yavuz

وَكَمۡ أَرۡسَلۡنَا مِن نَّبِيّٖ فِي ٱلۡأَوَّلِينَ ٦

Halbuki (seni bir peygamber olarak kavmine gönderdiğimiz gibi), evvelkiler içinde de nice peygamberler gönderdik.

– Ali Fikri Yavuz

وَمَا يَأۡتِيهِم مِّن نَّبِيٍّ إِلَّا كَانُواْ بِهِۦ يَسۡتَهۡزِءُونَ ٧

Onlara her peygamber geldikçe, muhakkak onunla alay ederlerdi.

– Ali Fikri Yavuz

فَأَهۡلَكۡنَآ أَشَدَّ مِنۡهُم بَطۡشٗا وَمَضَىٰ مَثَلُ ٱلۡأَوَّلِينَ ٨

Onun için biz onlardan (Mekke’lilerden) kuvvetçe daha şiddetlilerini helâk ettik ve o evvelkilerin (hallerine dair Kur’an’da ibret) örneği geçti.

– Ali Fikri Yavuz

وَلَئِن سَأَلۡتَهُم مَّنۡ خَلَقَ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضَ لَيَقُولُنَّ خَلَقَهُنَّ ٱلۡعَزِيزُ ٱلۡعَلِيمُ ٩

Yemin olsun ki, onlara (Mekke kâfirlerine): “- Gökleri ve yeri kim yarattı?” diye sorarsan, derler ki: “- Onları, Azîz= her şeye galib olan, Alîm= her şeyi bilen yarattı.”

– Ali Fikri Yavuz

ٱلَّذِي جَعَلَ لَكُمُ ٱلۡأَرۡضَ مَهۡدٗا وَجَعَلَ لَكُمۡ فِيهَا سُبُلٗا لَّعَلَّكُمۡ تَهۡتَدُونَ ١٠

O Allah ki, size yeri bir döşek yaptı. Onda, (seferlerinizde) doğru gidersiniz diye de yollar açtı.

– Ali Fikri Yavuz

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu