043 surah

بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَلِبُيُوتِهِمۡ أَبۡوَٰبٗا وَسُرُرًا عَلَيۡهَا يَتَّكِـُٔونَ ٣٤

ve odalarına kapılar ve üzerlerine kurulacakları koltuklar kanepeler

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَزُخۡرُفٗاۚ وَإِن كُلُّ ذَٰلِكَ لَمَّا مَتَٰعُ ٱلۡحَيَوٰةِ ٱلدُّنۡيَاۚ وَٱلۡأٓخِرَةُ عِندَ رَبِّكَ لِلۡمُتَّقِينَ ٣٥

ve altın ziynetler yapardık ve doğrusu bütün bunlar dünyâ hayâtın geçici metâʿı, Rabbinin indinde âhiret ise korunan müttakīler içindir.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَمَن يَعۡشُ عَن ذِكۡرِ ٱلرَّحۡمَٰنِ نُقَيِّضۡ لَهُۥ شَيۡطَٰنٗا فَهُوَ لَهُۥ قَرِينٞ ٣٦

Ve her kim Rahmân’ın zikrinden teʿâmî ederse Biz ona bir şeytan sardırırız, artık o ona arkadaştır.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَإِنَّهُمۡ لَيَصُدُّونَهُمۡ عَنِ ٱلسَّبِيلِ وَيَحۡسَبُونَ أَنَّهُم مُّهۡتَدُونَ ٣٧

Ve her hâlde onlar onları yoldan çıkarırlar, onlar ise onları doğru sanırlar.

– Elmalılı Hamdi Yazır

حَتَّىٰٓ إِذَا جَآءَنَا قَالَ يَٰلَيۡتَ بَيۡنِي وَبَيۡنَكَ بُعۡدَ ٱلۡمَشۡرِقَيۡنِ فَبِئۡسَ ٱلۡقَرِينُ ٣٨

Nihâyet Bize geldiği vakit “ah” der, “keşke benimle senin aranda iki maşrık buʿdu olsa idi! Sen ne kötü arkadaşmışsın”.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَلَن يَنفَعَكُمُ ٱلۡيَوۡمَ إِذ ظَّلَمۡتُمۡ أَنَّكُمۡ فِي ٱلۡعَذَابِ مُشۡتَرِكُونَ ٣٩

Böyle demek bugün size hiç de fâide vermez, çünkü zulmettiniz, hepiniz azabda müştereksinizdir.

– Elmalılı Hamdi Yazır

أَفَأَنتَ تُسۡمِعُ ٱلصُّمَّ أَوۡ تَهۡدِي ٱلۡعُمۡيَ وَمَن كَانَ فِي ضَلَٰلٖ مُّبِينٖ ٤٠

O hâlde sen mi işittireceksin o sağırlara? Yahut hidâyet edeceksin o körlere ve açık bir dalâl içinde bulunanlara?

– Elmalılı Hamdi Yazır

فَإِمَّا نَذۡهَبَنَّ بِكَ فَإِنَّا مِنۡهُم مُّنتَقِمُونَ ٤١

Şu hâlde şayet Biz seni alır götürür isek elbette onlardan intikam alacağız.

– Elmalılı Hamdi Yazır

أَوۡ نُرِيَنَّكَ ٱلَّذِي وَعَدۡنَٰهُمۡ فَإِنَّا عَلَيۡهِم مُّقۡتَدِرُونَ ٤٢

Yahut onlara yaptığımız vaʿîdi sana gösterirsek şüphe yok ki Biz ona da muktediriz.

– Elmalılı Hamdi Yazır

فَٱسۡتَمۡسِكۡ بِٱلَّذِيٓ أُوحِيَ إِلَيۡكَۖ إِنَّكَ عَلَىٰ صِرَٰطٖ مُّسۡتَقِيمٖ ٤٣

Sen hemen o sana vahyolunana tutun, muhakkak ki sen doğru bir yol üzerindesin.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَإِنَّهُۥ لَذِكۡرٞ لَّكَ وَلِقَوۡمِكَۖ وَسَوۡفَ تُسۡـَٔلُونَ ٤٤

Ve muhakkak ki o hem senin için, hem kavmin için bir şereftir ve ileride ondan mes’ul olacaksınız.

– Elmalılı Hamdi Yazır

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu