بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

كَذَٰلِكَ مَآ أَتَى ٱلَّذِينَ مِن قَبۡلِهِم مِّن رَّسُولٍ إِلَّا قَالُواْ سَاحِرٌ أَوۡ مَجۡنُونٌ ٥٢

Böylecedir. Onlardan evvelkilere de bir peygamber gelmedi ki illâ «Sâhirdir veya mecnûndur,» dediler.

– Ömer Nasuhi Bilmen

أَتَوَاصَوۡاْ بِهِۦۚ بَلۡ هُمۡ قَوۡمٞ طَاغُونَ ٥٣

Bunu birbirine vasiyet mi ettiler? Hayır... Onlar azgın bir kavimdir.

– Ömer Nasuhi Bilmen

فَتَوَلَّ عَنۡهُمۡ فَمَآ أَنتَ بِمَلُومٖ ٥٤

Şimdi onlardan yüz çevir, artık sen kınanılacak değilsin.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَذَكِّرۡ فَإِنَّ ٱلذِّكۡرَىٰ تَنفَعُ ٱلۡمُؤۡمِنِينَ ٥٥

Ve sen öğüt ver. Çünkü şüphe yok, öğüt mü'minlere faide verir.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَمَا خَلَقۡتُ ٱلۡجِنَّ وَٱلۡإِنسَ إِلَّا لِيَعۡبُدُونِ ٥٦

Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.

– Ömer Nasuhi Bilmen

مَآ أُرِيدُ مِنۡهُم مِّن رِّزۡقٖ وَمَآ أُرِيدُ أَن يُطۡعِمُونِ ٥٧

Ve ben onlardan bir rızık istemiyorum ve bana yemek yedirmelerini de istemiyorum.

– Ömer Nasuhi Bilmen

إِنَّ ٱللَّهَ هُوَ ٱلرَّزَّاقُ ذُو ٱلۡقُوَّةِ ٱلۡمَتِينُ ٥٨

Şüphe yok ki Allah'tır rızık veren metin, kuvvet sahibi olan O'dur.

– Ömer Nasuhi Bilmen

فَإِنَّ لِلَّذِينَ ظَلَمُواْ ذَنُوبٗا مِّثۡلَ ذَنُوبِ أَصۡحَٰبِهِمۡ فَلَا يَسۡتَعۡجِلُونِ ٥٩

Şimdi şüphe yok ki, zulmeden kimseler için arkadaşlarının nâsibleri gibi birçok nâsip vardır, artık acele etmesinler.

– Ömer Nasuhi Bilmen

فَوَيۡلٞ لِّلَّذِينَ كَفَرُواْ مِن يَوۡمِهِمُ ٱلَّذِي يُوعَدُونَ ٦٠

Artık vaadolunur oldukları günlerinden dolayı vay kâfir olan kimselere.

– Ömer Nasuhi Bilmen

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu


00:00
00:00