بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ
وَبُسَّتِ ٱلۡجِبَالُ بَسّٗا ٥
dağlar bir serpiliş serpildiği
Dağlar paramparça olup,
(3-7) Yeryüzü şiddetle sarsıldığı, dağlar parça parça dağılıp saçılmış toz olduğu ve siz de üç sınıf olduğunuz zaman, O, (kimini) yükseltir, (kimini) alçaltır.
فَكَانَتۡ هَبَآءٗ مُّنۢبَثّٗا ٦
hepsi dağılıp ber-hevâ bir hebâ olduğu
Toz halinde boşluğa dağıldığı zaman.
(3-7) Yeryüzü şiddetle sarsıldığı, dağlar parça parça dağılıp saçılmış toz olduğu ve siz de üç sınıf olduğunuz zaman, O, (kimini) yükseltir, (kimini) alçaltır.
وَكُنتُمۡ أَزۡوَٰجٗا ثَلَٰثَةٗ ٧
siz de üç sınıf olduğunuz zaman
Sizler üç gruba ayrıldığınız zaman.
(3-7) Yeryüzü şiddetle sarsıldığı, dağlar parça parça dağılıp saçılmış toz olduğu ve siz de üç sınıf olduğunuz zaman, O, (kimini) yükseltir, (kimini) alçaltır.
فَأَصۡحَٰبُ ٱلۡمَيۡمَنَةِ مَآ أَصۡحَٰبُ ٱلۡمَيۡمَنَةِ ٨
ki sağda “ashâb-ı meymene” ne “ashâb-ı meymene!”.
Defterleri sağdan verilenler. Ne mutlu onlara!
Ahiret mutluluğuna erenler var ya; ne mutlu kimselerdir!
وَأَصۡحَٰبُ ٱلۡمَشۡـَٔمَةِ مَآ أَصۡحَٰبُ ٱلۡمَشۡـَٔمَةِ ٩
Solda “ashâb-ı meş’eme”; ne “ashâb-ı meş’eme!”.
Defterleri soldan verilenler. Vay gele başlarına!
Kötülüğe batanlara gelince; ne mutsuz kimselerdir!
وَٱلسَّٰبِقُونَ ٱلسَّٰبِقُونَ ١٠
İlerde sâbikūn, işte o sâbikūn.
Ve öncüler, hep önden gidenler.
(10-11) (İman ve amelde) öne geçenler ise (Ahirette de) öne geçenlerdir. İşte onlar (Allah’a) yaklaştırılmış kimselerdir.
أُوْلَٰٓئِكَ ٱلۡمُقَرَّبُونَ ١١
Onlar na‘îm cennetlerinde mukarrebûn.
Onlar Allah'a yakındırlar.
(10-11) (İman ve amelde) öne geçenler ise (Ahirette de) öne geçenlerdir. İşte onlar (Allah’a) yaklaştırılmış kimselerdir.
فِي جَنَّٰتِ ٱلنَّعِيمِ ١٢
Onlar na‘îm cennetlerinde mukarrebûn.
Bol nimetli cennetlerdedirler.
Onlar, Naîm cennetlerindedirler.
ثُلَّةٞ مِّنَ ٱلۡأَوَّلِينَ ١٣
Bir çok evvelînden
Çoğu öncü ümmetlerden,
(13-14) Onların çoğu öncekilerden, azı da sonrakilerdendir.
وَقَلِيلٞ مِّنَ ٱلۡأٓخِرِينَ ١٤
biraz da âhirînden.
Birazı da sonrakilerdendir.
(13-14) Onların çoğu öncekilerden, azı da sonrakilerdendir.
عَلَىٰ سُرُرٖ مَّوۡضُونَةٖ ١٥
Murassa‘ tahtlar üstünde
Altın işlemeli tahtlarda otururlar.
(15-16) Onlar, karşılıklı yaslanmış vaziyette mücevheratla işlenmiş tahtlar üzerindedirler.