بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

مَآ أَنزَلۡنَا عَلَيۡكَ ٱلۡقُرۡءَانَ لِتَشۡقَىٰٓ ٢

Bu Kur'an'ı sana meşakkate düşesin diye indirmedik.

– Ömer Nasuhi Bilmen

إِلَّا تَذۡكِرَةٗ لِّمَن يَخۡشَىٰ ٣

Ancak korkar kimselere bir öğüt (olmak üzere indirdik).

– Ömer Nasuhi Bilmen

تَنزِيلٗا مِّمَّنۡ خَلَقَ ٱلۡأَرۡضَ وَٱلسَّمَٰوَٰتِ ٱلۡعُلَى ٤

Yeri ve yüksek gökleri yaratan zât tarafından tedricen indirilmiştir.

– Ömer Nasuhi Bilmen

ٱلرَّحۡمَٰنُ عَلَى ٱلۡعَرۡشِ ٱسۡتَوَىٰ ٥

O Rahmân olan zâttır ki, arş üzerine hakim olmuştur.

– Ömer Nasuhi Bilmen

لَهُۥ مَا فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَمَا فِي ٱلۡأَرۡضِ وَمَا بَيۡنَهُمَا وَمَا تَحۡتَ ٱلثَّرَىٰ ٦

Göklerde ne varsa ve yer de ne varsa ve ikisinin arasında ne varsa ve nemli toprağın altında ne varsa hepsi O'nundur.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَإِن تَجۡهَرۡ بِٱلۡقَوۡلِ فَإِنَّهُۥ يَعۡلَمُ ٱلسِّرَّ وَأَخۡفَى ٧

Ve sen sözü izhar etsen de etmesen de müsavîdir. Çünkü O, şüphe yok ki gizliyi de, daha gizlice olanı da bilir.

– Ömer Nasuhi Bilmen

ٱللَّهُ لَآ إِلَٰهَ إِلَّا هُوَۖ لَهُ ٱلۡأَسۡمَآءُ ٱلۡحُسۡنَىٰ ٨

Allah Teâlâ'dır ki, O'ndan başka Allah yoktur, O'nun için güzel isimler vardır.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَهَلۡ أَتَىٰكَ حَدِيثُ مُوسَىٰٓ ٩

Ve sana Mûsa'nın kıssası gelmedi mi?

– Ömer Nasuhi Bilmen

إِذۡ رَءَا نَارٗا فَقَالَ لِأَهۡلِهِ ٱمۡكُثُوٓاْ إِنِّيٓ ءَانَسۡتُ نَارٗا لَّعَلِّيٓ ءَاتِيكُم مِّنۡهَا بِقَبَسٍ أَوۡ أَجِدُ عَلَى ٱلنَّارِ هُدٗى ١٠

O vakit ki, o bir ateş görmüş de ailesine demişti ki: «Durunuz, ben şüphesiz bir ateş gördüm, belki ondan size bir aydınlık getiririm, yahut ateşin yanında bir rehber bulurum.»

– Ömer Nasuhi Bilmen

فَلَمَّآ أَتَىٰهَا نُودِيَ يَٰمُوسَىٰٓ ١١

Vaktâ ki, ateşin yanına geldi. «Ya Mûsa!» diye nidâ olundu.

– Ömer Nasuhi Bilmen

إِنِّيٓ أَنَا۠ رَبُّكَ فَٱخۡلَعۡ نَعۡلَيۡكَ إِنَّكَ بِٱلۡوَادِ ٱلۡمُقَدَّسِ طُوٗى ١٢

«Şüphe yok Ben'im. Ben senin Rabbinim. İmdi papuçlarını çıkar. Muhakkak ki, sen mübarek bir vadide, Tûvâ'dasın.»

– Ömer Nasuhi Bilmen

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu


00:00
00:00