بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

أَنۡ أَرۡسِلۡ مَعَنَا بَنِيٓ إِسۡرَٰٓءِيلَ ١٧

(17-18) «İsrailoğullarını bizimle beraber salıveresin diye.» Fir'avun da dedi ki: «Seni çocuk iken içimizde büyütmedik mi? Ve aramızda ömründen senelerce kalmış olmadın mı?»

– Ömer Nasuhi Bilmen

قَالَ أَلَمۡ نُرَبِّكَ فِينَا وَلِيدٗا وَلَبِثۡتَ فِينَا مِنۡ عُمُرِكَ سِنِينَ ١٨

(17-18) «İsrailoğullarını bizimle beraber salıveresin diye.» Fir'avun da dedi ki: «Seni çocuk iken içimizde büyütmedik mi? Ve aramızda ömründen senelerce kalmış olmadın mı?»

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَفَعَلۡتَ فَعۡلَتَكَ ٱلَّتِي فَعَلۡتَ وَأَنتَ مِنَ ٱلۡكَٰفِرِينَ ١٩

«Ve o yaptığın fiilini yapıverdin. O halde sen nankörlerdensin.»

– Ömer Nasuhi Bilmen

قَالَ فَعَلۡتُهَآ إِذٗا وَأَنَا۠ مِنَ ٱلضَّآلِّينَ ٢٠

(Hazreti Mûsa) Dedi ki: «Onu o vakit yaptım, fakat ben (o zaman) cahillerden idim.»

– Ömer Nasuhi Bilmen

فَفَرَرۡتُ مِنكُمۡ لَمَّا خِفۡتُكُمۡ فَوَهَبَ لِي رَبِّي حُكۡمٗا وَجَعَلَنِي مِنَ ٱلۡمُرۡسَلِينَ ٢١

«Vaktâ ki sizden korktum, sizden firar ettim, imdi Rabbim bana hüküm verdi ve beni peygamberlerden kıldı.»

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَتِلۡكَ نِعۡمَةٞ تَمُنُّهَا عَلَيَّ أَنۡ عَبَّدتَّ بَنِيٓ إِسۡرَٰٓءِيلَ ٢٢

«Ve o da bir nîmettir ki, benim üzerime minnet ediyorsun, İsrailoğullarından köle edinmiş olduğundan dolayıdır.»

– Ömer Nasuhi Bilmen

قَالَ فِرۡعَوۡنُ وَمَا رَبُّ ٱلۡعَٰلَمِينَ ٢٣

Fir'avun dedi ki: «Alemlerin Rabbi nedir?»

– Ömer Nasuhi Bilmen

قَالَ رَبُّ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ وَمَا بَيۡنَهُمَآۖ إِن كُنتُم مُّوقِنِينَ ٢٤

(Musa aleyhisselâm da) Dedi ki: «Göklerin ve yerin ve bunların arasında bulunanların Rabbidir, eğer siz yakinen bilir kimseler oldunuz iseniz.»

– Ömer Nasuhi Bilmen

قَالَ لِمَنۡ حَوۡلَهُۥٓ أَلَا تَسۡتَمِعُونَ ٢٥

(Fir'avun) Etrafında olanlara dedi ki: «İşitiyor musunuz?»

– Ömer Nasuhi Bilmen

قَالَ رَبُّكُمۡ وَرَبُّ ءَابَآئِكُمُ ٱلۡأَوَّلِينَ ٢٦

(Musa aleyhisselâm da) Dedi ki: «Sizin Rabbinizdir ve sizin evvelki atalarınızın Rabbidir.»

– Ömer Nasuhi Bilmen

قَالَ إِنَّ رَسُولَكُمُ ٱلَّذِيٓ أُرۡسِلَ إِلَيۡكُمۡ لَمَجۡنُونٞ ٢٧

(Fir'avun da) Dedi ki: «Size gönderilmiş olan resûlünüz, şüphe yok ki elbette bir mecnûndur.»

– Ömer Nasuhi Bilmen

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu


00:00
00:00