026 surah

بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

أَنۡ أَرۡسِلۡ مَعَنَا بَنِيٓ إِسۡرَٰٓءِيلَ ١٧

Benî İsrâil’i bizimle beraber salıver’”.

– Elmalılı Hamdi Yazır

İsrailoğullarının bizimle birlikte buradan ayrılmalarına izin ver.

– Seyyid Kutub

"İsrailoğullarını bizimle beraber gönder."

– Diyanet İşleri

قَالَ أَلَمۡ نُرَبِّكَ فِينَا وَلِيدٗا وَلَبِثۡتَ فِينَا مِنۡ عُمُرِكَ سِنِينَ ١٨

“” dedi, “seni çocukken bizde büyütmedik mi? Hem bizde ömründen senelerce kaldın

– Elmalılı Hamdi Yazır

Firavun dedi ki: «Biz seni çocukken yanımıza alarak büyütmedik mi? Ömrünün birçok yılını aramızda geçirmedin mi?»

– Seyyid Kutub

Firavun şöyle dedi: "Seni biz küçük bir çocuk olarak alıp aramızda büyütmedik mi? Sen ömrünün nice yıllarını aramızda geçirdin."

– Diyanet İşleri

وَفَعَلۡتَ فَعۡلَتَكَ ٱلَّتِي فَعَلۡتَ وَأَنتَ مِنَ ٱلۡكَٰفِرِينَ ١٩

hem de o yaptığın fiili yaptın, o hâlde sen o nankör kâfirlerdensin”.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Sonunda o ağır suçu işledin. Sen o sırada bir kafirdin.

– Seyyid Kutub

"(Böyle iken) sen o yaptığın işi yaptın (adam öldürdün). Sen nankörlerdensin."

– Diyanet İşleri

قَالَ فَعَلۡتُهَآ إِذٗا وَأَنَا۠ مِنَ ٱلضَّآلِّينَ ٢٠

“O vakit” dedi, “o fiili yaptım şaşkınlardandım.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Musa dedi ki: «O suçu işlediğim sırada ben henüz doğru yolu bulmuş değildim.

– Seyyid Kutub

Mûsâ şöyle dedi: "Ben onu, o vakit kendimi kaybetmiş bir halde iken (istemeyerek) yaptım."

– Diyanet İşleri

فَفَرَرۡتُ مِنكُمۡ لَمَّا خِفۡتُكُمۡ فَوَهَبَ لِي رَبِّي حُكۡمٗا وَجَعَلَنِي مِنَ ٱلۡمُرۡسَلِينَ ٢١

Onun üzerine vaktâ ki sizden korktum, içinizden kaçtım, derken Rabbim bana hüküm ihsan buyurdu ve beni mürselînden kıldı.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Bu yüzden sizden korkunca yanınızdan kaçtım. Sonra Rabb'im bana hikmet bağışlayarak beni peygamberlerinden biri yaptı.

– Seyyid Kutub

"Sizden korktuğum için de hemen aranızdan kaçtım. Derken, Rabbim bana hüküm ve hikmet bahşetti de beni peygamberlerden kıldı."

– Diyanet İşleri

وَتِلۡكَ نِعۡمَةٞ تَمُنُّهَا عَلَيَّ أَنۡ عَبَّدتَّ بَنِيٓ إِسۡرَٰٓءِيلَ ٢٢

O başıma kaktığın bir nimet de Benî İsrâil’i kul, köle edinmiş olmandır”.

– Elmalılı Hamdi Yazır

O nimet diye başıma kaktığın şey israiloğullarını köleleştirmenin sonucudur.»

– Seyyid Kutub

"Senin başıma kaktığın bu nimet (gerçekte) İsrailoğullarını köleleştirmen(in neticesi)dir."

– Diyanet İşleri

قَالَ فِرۡعَوۡنُ وَمَا رَبُّ ٱلۡعَٰلَمِينَ ٢٣

Firavun “Rabbü’l-âlemîn de nedir?” dedi.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Firavun, «alemlerin Rabb'i dediğin nedir?» dedi.

– Seyyid Kutub

Firavun, "Âlemlerin Rabbi de nedir?" dedi.

– Diyanet İşleri

قَالَ رَبُّ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ وَمَا بَيۡنَهُمَآۖ إِن كُنتُم مُّوقِنِينَ ٢٤

“Göklerin ve yerin ve bütün aralarındakilerin Rabbi, eğer ehl-i yakīn iseniz” dedi.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Musa «Eğer kesin gerçeği öğrenmek istiyorsanız, O göklerin, yerin ve bu ikisi arasındaki bütün varlıkların Rabbidir» dedi.

– Seyyid Kutub

Mûsâ, "O, göklerin ve yerin ve her ikisi arasında bulunan her şeyin Rabbidir. Eğer gerçekten inanırsanız bu böyledir."

– Diyanet İşleri

قَالَ لِمَنۡ حَوۡلَهُۥٓ أَلَا تَسۡتَمِعُونَ ٢٥

Etrafındakilere “dinlemez misiniz?” dedi.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Firavun çevresindekilere «dediklerini duyuyor musunuz?» dedi.

– Seyyid Kutub

Firavun, etrafındakilere (alaycı bir ifade ile) "dinlemez misiniz?" dedi.

– Diyanet İşleri

قَالَ رَبُّكُمۡ وَرَبُّ ءَابَآئِكُمُ ٱلۡأَوَّلِينَ ٢٦

“Rabbiniz ve evvelki atalarınızın Rabbi” dedi.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Musa: «O hem sizin hem de sizden önceki atalarınızın Rabbidir» dedi.

– Seyyid Kutub

Mûsâ, "O, sizin de Rabbiniz, geçmiş atalarınızın da Rabbidir" dedi.

– Diyanet İşleri

قَالَ إِنَّ رَسُولَكُمُ ٱلَّذِيٓ أُرۡسِلَ إِلَيۡكُمۡ لَمَجۡنُونٞ ٢٧

“Her hâlde size gönderilmiş olan resûlünüz mutlak mecnun” dedi.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Firavun çevresindekilere: «Size peygamber olarak gönderilen bu adam kesinlikle bir delidir» dedi.

– Seyyid Kutub

Firavun, "Bu size gönderilen peygamberiniz, şüphesiz delidir" dedi.

– Diyanet İşleri

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu