بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

سَلَٰمٌ عَلَىٰٓ إِلۡ يَاسِينَ ١٣٠

İlyas'ın üzerine selâm olsun.

– Ömer Nasuhi Bilmen

إِنَّا كَذَٰلِكَ نَجۡزِي ٱلۡمُحۡسِنِينَ ١٣١

Muhakkak ki, Biz muhsin olanları mükâfaatlandırırız.

– Ömer Nasuhi Bilmen

إِنَّهُۥ مِنۡ عِبَادِنَا ٱلۡمُؤۡمِنِينَ ١٣٢

Şüphe yok O, Bizim mü'minler olan kullarımızdandır.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَإِنَّ لُوطٗا لَّمِنَ ٱلۡمُرۡسَلِينَ ١٣٣

(133-134) Ve muhakkak, Lût da elbette gönderilmiş peygamberlerdendir. O vakit O'nu ve ehlini necâta erdirdik.

– Ömer Nasuhi Bilmen

إِذۡ نَجَّيۡنَٰهُ وَأَهۡلَهُۥٓ أَجۡمَعِينَ ١٣٤

(133-134) Ve muhakkak, Lût da elbette gönderilmiş peygamberlerdendir. O vakit O'nu ve ehlini necâta erdirdik.

– Ömer Nasuhi Bilmen

إِلَّا عَجُوزٗا فِي ٱلۡغَٰبِرِينَ ١٣٥

Azap içinde kalanlar arasındaki bir kocakarı müstesna.

– Ömer Nasuhi Bilmen

ثُمَّ دَمَّرۡنَا ٱلۡأٓخَرِينَ ١٣٦

(136-137) Sonra diğerlerini de helâk ediverdik. Ve şüphe yok ki, siz elbette onların üzerlerine sabahleyin uğrarsınız.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَإِنَّكُمۡ لَتَمُرُّونَ عَلَيۡهِم مُّصۡبِحِينَ ١٣٧

(136-137) Sonra diğerlerini de helâk ediverdik. Ve şüphe yok ki, siz elbette onların üzerlerine sabahleyin uğrarsınız.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَبِٱلَّيۡلِۚ أَفَلَا تَعۡقِلُونَ ١٣٨

Ve geceleyin de. Siz âkilâne düşünmeyecek misiniz?

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَإِنَّ يُونُسَ لَمِنَ ٱلۡمُرۡسَلِينَ ١٣٩

(139-140) Ve şüphe yok ki, Yûnus da elbette gönderilmiş peygamberlerdendir. Vaktâ ki O, dolu bir gemiye kaçmıştı.

– Ömer Nasuhi Bilmen

إِذۡ أَبَقَ إِلَى ٱلۡفُلۡكِ ٱلۡمَشۡحُونِ ١٤٠

(139-140) Ve şüphe yok ki, Yûnus da elbette gönderilmiş peygamberlerdendir. Vaktâ ki O, dolu bir gemiye kaçmıştı.

– Ömer Nasuhi Bilmen

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu


00:00
00:00