053 surah

بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَمَا يَنطِقُ عَنِ ٱلۡهَوَىٰٓ ٣

O hevadan (kendi nefsinden) söylemiyor.

– Ali Fikri Yavuz

إِنۡ هُوَ إِلَّا وَحۡيٞ يُوحَىٰ ٤

Kur’an sade bir vahiydir, ancak vahy olunur.

– Ali Fikri Yavuz

عَلَّمَهُۥ شَدِيدُ ٱلۡقُوَىٰ ٥

O’na, kuvvetleri pek çok olan (Cebrâil) öğretti.

– Ali Fikri Yavuz

ذُو مِرَّةٖ فَٱسۡتَوَىٰ ٦

Öyle ki, görünüşü güzel olub hemen hakiki şekli üzere doğruldu;

– Ali Fikri Yavuz

وَهُوَ بِٱلۡأُفُقِ ٱلۡأَعۡلَىٰ ٧

Ve o (Cebrâil) yüksek ufukta idi.

– Ali Fikri Yavuz

ثُمَّ دَنَا فَتَدَلَّىٰ ٨

Sonra (Cebrâil, Hz. Peygambere) yaklaştı da sarktı.

– Ali Fikri Yavuz

فَكَانَ قَابَ قَوۡسَيۡنِ أَوۡ أَدۡنَىٰ ٩

(Böylece Peygambere olan mesafesi) iki yay aralığı kadar, yahud daha az oldu.

– Ali Fikri Yavuz

فَأَوۡحَىٰٓ إِلَىٰ عَبۡدِهِۦ مَآ أَوۡحَىٰ ١٠

(Cebrâil) vahy etti Allah’ın kuluna vahy ettiğini!...

– Ali Fikri Yavuz

مَا كَذَبَ ٱلۡفُؤَادُ مَا رَأَىٰٓ ١١

(Hz. Peygamber, mi’raçta gözü ile) gördüğünü, kalbi tekzib etmedi.

– Ali Fikri Yavuz

أَفَتُمَٰرُونَهُۥ عَلَىٰ مَا يَرَىٰ ١٢

Şimdi siz Peygamberin o görüşüne karşı, onunla mücadele mi ediyorsunuz?

– Ali Fikri Yavuz

وَلَقَدۡ رَءَاهُ نَزۡلَةً أُخۡرَىٰ ١٣

Yemin olsun ki, o (Cebrâil’i hakîki suretinde) bir daha da (mi’raçtan) inerken gördü:

– Ali Fikri Yavuz

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu


00:00
00:00