بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ
فَسَنُيَسِّرُهُۥ لِلۡيُسۡرَىٰ ٧
Biz onu yüsrâya (en kolayına) kolaylayacağız.
Onu en kolay başarıya ulaştırırız.
Onun için kim (elinde bulunandan) verir, Allah'a karşı gelmekten sakınır ve en güzel sözü (kelime-i tevhidi) tasdik ederse, biz onu en kolay olana kolayca iletiriz.
وَأَمَّا مَنۢ بَخِلَ وَٱسۡتَغۡنَىٰ ٨
Ve amma her kim bahillik eder ve istiğnâ gösterir
Fakat kim cimrilik eder, kendini zengin görüp kendisini Allah'tan müstağni sayarsa,
Fakat, kim cimrilik eder, kendini Allah'a muhtaç görmez ve en güzel sözü (kelime-i tevhidi) yalanlarsa biz de onu en zor olana kolayca iletiriz.
وَكَذَّبَ بِٱلۡحُسۡنَىٰ ٩
ve hüsnâyı tekzib eylerse
Ve en güzel sözü de yalanlarsa,
Fakat, kim cimrilik eder, kendini Allah'a muhtaç görmez ve en güzel sözü (kelime-i tevhidi) yalanlarsa biz de onu en zor olana kolayca iletiriz.
فَسَنُيَسِّرُهُۥ لِلۡعُسۡرَىٰ ١٠
onu da usrâya (en zoruna) kolaylayacağız.
Biz de onu en zora yöneltiriz.
Fakat, kim cimrilik eder, kendini Allah'a muhtaç görmez ve en güzel sözü (kelime-i tevhidi) yalanlarsa biz de onu en zor olana kolayca iletiriz.
وَمَا يُغۡنِي عَنۡهُ مَالُهُۥٓ إِذَا تَرَدَّىٰٓ ١١
Ve yuvarlandığı zaman onu malı kurtaramayacak.
Çukura düştüğü zaman malı ona hiçbir fayda sağlamaz.
Cehenneme yuvarlandığı zaman, malı ona fayda vermez.
إِنَّ عَلَيۡنَا لَلۡهُدَىٰ ١٢
Her hâlde doğruyu göstermek Bize
Doğru yola iletmek bize aittir.
Şüphesiz bize düşen sadece doğru yolu göstermektir.
وَإِنَّ لَنَا لَلۡأٓخِرَةَ وَٱلۡأُولَىٰ ١٣
ve her hâlde sonu da Bizim önü de (âhiret de dünya da).
Şüphesiz ahiret de dünya da bize aittir.
Şüphesiz ahiret de dünya da bizimdir.
فَأَنذَرۡتُكُمۡ نَارٗا تَلَظَّىٰ ١٤
Ben size bir ateş haber verdim ki köpürdükçe köpürür.
Ben sizi alev saçan bir ateşe karşı uyardım.
Sizi alevler saçan ateşe karşı uyardım.
لَا يَصۡلَىٰهَآ إِلَّا ٱلۡأَشۡقَى ١٥
Ona ancak en şakī olan yaslanır.
Ona ancak bedbaht kimse girer.
O ateşe, ancak yalanlayıp yüz çeviren en bedbaht kimse girer.
ٱلَّذِي كَذَّبَ وَتَوَلَّىٰ ١٦
O ki tekzib etmiş ve tersine gitmiştir.
O ki yalanladı ve döndü.
O ateşe, ancak yalanlayıp yüz çeviren en bedbaht kimse girer.
وَسَيُجَنَّبُهَا ٱلۡأَتۡقَى ١٧
O en müttakī olan ise ondan uzaklaştıkça uzaklaştırılacaktır.
En çok korkan ondan uzak tutulur.
Temizlenmek için malını hayra veren en muttekî (Allah'a karşı gelmekten en çok sakınan) kimse o ateşten uzak tutulacaktır.