بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَلَوۡ تَقَوَّلَ عَلَيۡنَا بَعۡضَ ٱلۡأَقَاوِيلِ ٤٤

Eğer o (peygamber bi'lfarz) bâzı lâkırdıları Bize karşı bir iftira olarak söylemiş olsa idi,

– Ömer Nasuhi Bilmen

لَأَخَذۡنَا مِنۡهُ بِٱلۡيَمِينِ ٤٥

(45-46) Elbette ki onu sağ tarafından yakalardık. Sonra O'ndan yürek damarını kesiverirdik.

– Ömer Nasuhi Bilmen

ثُمَّ لَقَطَعۡنَا مِنۡهُ ٱلۡوَتِينَ ٤٦

(45-46) Elbette ki onu sağ tarafından yakalardık. Sonra O'ndan yürek damarını kesiverirdik.

– Ömer Nasuhi Bilmen

فَمَا مِنكُم مِّنۡ أَحَدٍ عَنۡهُ حَٰجِزِينَ ٤٧

(47-48) Artık sizden bir kimse de yoktur ki, ondan men ediciler olabilsinler. Ve şüphe yok ki, o (Kur'ânı Mübîn) muttakîler için elbette bir mev'izadır.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَإِنَّهُۥ لَتَذۡكِرَةٞ لِّلۡمُتَّقِينَ ٤٨

(47-48) Artık sizden bir kimse de yoktur ki, ondan men ediciler olabilsinler. Ve şüphe yok ki, o (Kur'ânı Mübîn) muttakîler için elbette bir mev'izadır.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَإِنَّا لَنَعۡلَمُ أَنَّ مِنكُم مُّكَذِّبِينَ ٤٩

Ve muhakakak ki, Biz elbette biliriz. Şüphe yok ki, sizden tekzîp edenler vardır.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَإِنَّهُۥ لَحَسۡرَةٌ عَلَى ٱلۡكَٰفِرِينَ ٥٠

Ve muhakkak ki, o (Kur'ân-ı Azîm) elbette kâfirlerin üzerlerine bir hasrettir.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَإِنَّهُۥ لَحَقُّ ٱلۡيَقِينِ ٥١

Ve şüphe yok ki O, bilâşekk, gerçek bir hakîkattır.

– Ömer Nasuhi Bilmen

فَسَبِّحۡ بِٱسۡمِ رَبِّكَ ٱلۡعَظِيمِ ٥٢

Artık o Azîm Rabbinin ismiyle tesbihe devam et.

– Ömer Nasuhi Bilmen

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu


00:00
00:00