089 surah

بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

كـَلَّاۖ بَل لَّا تُكۡرِمُونَ ٱلۡيَتِيمَ ١٧

Hayır hayır, doğrusu siz yetime ikram etmiyorsunuz.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Hayır yetime karşı cömert davranmıyorsunuz.

– Seyyid Kutub

Hayır, hayır! Yetime ikram etmiyorsunuz.

– Diyanet İşleri

وَلَا تَحَٰٓضُّونَ عَلَىٰ طَعَامِ ٱلۡمِسۡكِينِ ١٨

Ve birbirinizi miskini it‘âma teşvik eylemiyorsunuz.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Yoksulu yedirmek konusunda birbirinizi özendirmiyorsunuz.

– Seyyid Kutub

Yoksulu yedirmek konusunda birbirinizi teşvik etmiyorsunuz.

– Diyanet İşleri

وَتَأۡكُلُونَ ٱلتُّرَاثَ أَكۡلٗا لَّمّٗا ١٩

Hâlbuki mîrâsı öyle bir yiyiş yiyorsunuz ki dermecesine.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Size kalan mirası hak gözetmeden yiyorsunuz.

– Seyyid Kutub

Haram helâl demeden mirası alabildiğine yiyorsunuz.

– Diyanet İşleri

وَتُحِبُّونَ ٱلۡمَالَ حُبّٗا جَمّٗا ٢٠

Ve malı öyle bir seviş seviyorsunuz ki yığmacasına.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Malı pek çok seviyorsunuz.

– Seyyid Kutub

Malı da pek çok seviyorsunuz.

– Diyanet İşleri

كـَلَّآۖ إِذَا دُكَّتِ ٱلۡأَرۡضُ دَكّٗا دَكّٗا ٢١

Hayır hayır, Arz “dekken dekkâ” düzlendiği

– Elmalılı Hamdi Yazır

Hayır, yer çarpılıp paralandığı zaman,

– Seyyid Kutub

Hayır, yeryüzü (kıyamet sarsıntısıyla) parça parça olup dağıldığı zaman,

– Diyanet İşleri

وَجَآءَ رَبُّكَ وَٱلۡمَلَكُ صَفّٗا صَفّٗا ٢٢

ve Rabbinin emri gelip melek “saffen saffâ” dizildiği vakit

– Elmalılı Hamdi Yazır

Melekler sıra sıra dizilip, Rabbinin buyruğu gelince,

– Seyyid Kutub

Rabbinin buyruğu ve saf saf dizilmiş olarak melekler geldiği ve o gün cehennem getirildiği zaman, işte o gün insan (yaptıklarını birer birer) hatırlar. Fakat bu hatırlamanın ona nasıl faydası olacak!?

– Diyanet İşleri

وَجِاْيٓءَ يَوۡمَئِذِۭ بِجَهَنَّمَۚ يَوۡمَئِذٖ يَتَذَكَّرُ ٱلۡإِنسَٰنُ وَأَنَّىٰ لَهُ ٱلذِّكۡرَىٰ ٢٣

ki cehennem de o gün getirilmiştir, o insan o gün anlar, fakat o anlamadan ona ne fâide?

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ki cehennem de o gün getirilmiştir. İşte o gün insan anlar, ancak artık anlamanın kendisine ne faydası var?

– Seyyid Kutub

Rabbinin buyruğu ve saf saf dizilmiş olarak melekler geldiği ve o gün cehennem getirildiği zaman, işte o gün insan (yaptıklarını birer birer) hatırlar. Fakat bu hatırlamanın ona nasıl faydası olacak!?

– Diyanet İşleri

يَقُولُ يَٰلَيۡتَنِي قَدَّمۡتُ لِحَيَاتِي ٢٤

“Ah” der; “nolurdu ben önce hayâtım için (sağlığımda hayırlar) takdim etmiş olsa idim”.

– Elmalılı Hamdi Yazır

O zaman insan, 'Ah keşke ben bu hayatım için önceden iyi işler yapıp gönderseydim' der.

– Seyyid Kutub

"Keşke bu hayatım için önceden bir şey yapsaydım" der.

– Diyanet İşleri

فَيَوۡمَئِذٖ لَّا يُعَذِّبُ عَذَابَهُۥٓ أَحَدٞ ٢٥

Artık o gün onun ettiği azâbı kimse edemez

– Elmalılı Hamdi Yazır

O gün O'nun yapacağı azabı kimse yapamaz.

– Seyyid Kutub

Artık o gün, Allah'ın edeceği azabı kimse edemez.

– Diyanet İşleri

وَلَا يُوثِقُ وَثَاقَهُۥٓ أَحَدٞ ٢٦

ve onun vurduğu bağı kimse vuramaz.

– Elmalılı Hamdi Yazır

O'nun vuracağı bağı hiç kimse vuramaz.

– Seyyid Kutub

Onun vuracağı bağı kimse vuramaz.

– Diyanet İşleri

يَٰٓأَيَّتُهَا ٱلنَّفۡسُ ٱلۡمُطۡمَئِنَّةُ ٢٧

Ey o Rabbine mutî‘ olan nefs-i mutma’inne!

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ey huzura eren nefis!

– Seyyid Kutub

(Allah şöyle der:) "Ey huzur içinde olan nefis!"

– Diyanet İşleri

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu