044 surah

بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

إِنَّ ٱلۡمُتَّقِينَ فِي مَقَامٍ أَمِينٖ ٥١

Muhakkak ki, takva sahibi olanlar (her türlü kederden) emin bir yerde.

– Ali Fikri Yavuz

فِي جَنَّٰتٖ وَعُيُونٖ ٥٢

Bahçelerde ve pınarların başındadırlar.

– Ali Fikri Yavuz

يَلۡبَسُونَ مِن سُندُسٖ وَإِسۡتَبۡرَقٖ مُّتَقَٰبِلِينَ ٥٣

Sündüs ve İstebrak’dan (ibaret işlemeli ve kalın) elbiseler giyerek karşı karşıya gelirler.

– Ali Fikri Yavuz

كَذَٰلِكَ وَزَوَّجۡنَٰهُم بِحُورٍ عِينٖ ٥٤

İşte müminlerin cennetteki yeri böyledir. Hem onları iri gözlü Hûri’lerle de eşlendirdik.

– Ali Fikri Yavuz

يَدۡعُونَ فِيهَا بِكُلِّ فَٰكِهَةٍ ءَامِنِينَ ٥٥

Orada emin oldukları halde, her türlü yemişi isterler ve getirtirler.

– Ali Fikri Yavuz

لَا يَذُوقُونَ فِيهَا ٱلۡمَوۡتَ إِلَّا ٱلۡمَوۡتَةَ ٱلۡأُولَىٰۖ وَوَقَىٰهُمۡ عَذَابَ ٱلۡجَحِيمِ ٥٦

Orada, ilk ölümden (dünyadaki ölümden) başka ölüm tadmazlar. Allah onları cehennem azabından korumuştur.

– Ali Fikri Yavuz

فَضۡلٗا مِّن رَّبِّكَۚ ذَٰلِكَ هُوَ ٱلۡفَوۡزُ ٱلۡعَظِيمُ ٥٧

(Bütün bunlar, kendilerine) Rabbinden bir kerem ve ihsan olarak verilmiştir. İşte bu en büyük kurtuluş ve saadettir.

– Ali Fikri Yavuz

فَإِنَّمَا يَسَّرۡنَٰهُ بِلِسَانِكَ لَعَلَّهُمۡ يَتَذَكَّرُونَ ٥٨

Biz Kur’an’ı senin dilinle indirib onu (okuyuşunu) kolaylaştırdık; olur ki anlar ve öğüd alırlar.

– Ali Fikri Yavuz

فَٱرۡتَقِبۡ إِنَّهُم مُّرۡتَقِبُونَ ٥٩

Artık (onların helâkini) bekle; çünkü onlar (senin helâkini) bekliyorlar.

– Ali Fikri Yavuz

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu