044 surah

بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

كَٱلۡمُهۡلِ يَغۡلِي فِي ٱلۡبُطُونِ ٤٥

Maden tortusu gibi karınlarında kaynar;

– Ali Fikri Yavuz

كَغَلۡيِ ٱلۡحَمِيمِ ٤٦

Kaynar suyun kaynaması gibi...

– Ali Fikri Yavuz

خُذُوهُ فَٱعۡتِلُوهُ إِلَىٰ سَوَآءِ ٱلۡجَحِيمِ ٤٧

(Allah, cehennemdeki vazifeli meleklere o kâfir için şöyle buyurur): Onu yakalayın da sürükleyib cehennemin ortasına atın.

– Ali Fikri Yavuz

ثُمَّ صُبُّواْ فَوۡقَ رَأۡسِهِۦ مِنۡ عَذَابِ ٱلۡحَمِيمِ ٤٨

Sonra da başının üstüne o kaynar su azabından dökün.

– Ali Fikri Yavuz

ذُقۡ إِنَّكَ أَنتَ ٱلۡعَزِيزُ ٱلۡكَرِيمُ ٤٩

(Sonra ona şöyle deyin): Tad bakalım, çünkü sen, (zannınca kavminin arasında) çok şerefli ve çok iyi bir kimse idin!...

– Ali Fikri Yavuz

إِنَّ هَٰذَا مَا كُنتُم بِهِۦ تَمۡتَرُونَ ٥٠

İşte bu azab, sizin (dünyada) şübhe edip durduğunuz şeydir.

– Ali Fikri Yavuz

إِنَّ ٱلۡمُتَّقِينَ فِي مَقَامٍ أَمِينٖ ٥١

Muhakkak ki, takva sahibi olanlar (her türlü kederden) emin bir yerde.

– Ali Fikri Yavuz

فِي جَنَّٰتٖ وَعُيُونٖ ٥٢

Bahçelerde ve pınarların başındadırlar.

– Ali Fikri Yavuz

يَلۡبَسُونَ مِن سُندُسٖ وَإِسۡتَبۡرَقٖ مُّتَقَٰبِلِينَ ٥٣

Sündüs ve İstebrak’dan (ibaret işlemeli ve kalın) elbiseler giyerek karşı karşıya gelirler.

– Ali Fikri Yavuz

كَذَٰلِكَ وَزَوَّجۡنَٰهُم بِحُورٍ عِينٖ ٥٤

İşte müminlerin cennetteki yeri böyledir. Hem onları iri gözlü Hûri’lerle de eşlendirdik.

– Ali Fikri Yavuz

يَدۡعُونَ فِيهَا بِكُلِّ فَٰكِهَةٍ ءَامِنِينَ ٥٥

Orada emin oldukları halde, her türlü yemişi isterler ve getirtirler.

– Ali Fikri Yavuz

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu