بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

قُلْ إِنَّ ٱلْمَوْتَ ٱلَّذِى تَفِرُّونَ مِنْهُ فَإِنَّهُۥ مُلَٰقِيكُمْۖ ثُمَّ تُرَدُّونَ إِلَىٰ عَٰلِمِ ٱلْغَيْبِ وَٱلشَّهَٰدَةِ فَيُنَبِّئُكُم بِمَا كُنتُمْ تَعْمَلُونَ ﴿٨

De ki: haberiniz olsun o kaçıp durduğunuz ölüm muhakkak gelip size çatacak, sonra, o bütün gayb ve şehadeti bilene iade olunacaksınız da o size neler yaptığınızı haber verecektir.

— Elmalılı Hamdi Yazır

De ki: Gerçekten sizin kaçıp durduğunuz ölüme muhakkak yakalanacaksınız. Sonra da görüleni ve görülmeyeni bilene döndürüleceksiniz. O; size neler yaptığınızı haber verecektir.

— İbni Kesir

De ki: “Sizin kendisinden kaçıp durduğunuz ölüm var ya, o mutlaka size ulaşacaktır. Sonra gaybı da, görünen âlemi de bilen Allah’a döndürüleceksiniz de, O size yapmakta olduklarınızı haber verecektir.”

— Diyanet İşleri

De ki: «Sizin hakıykaten kaçıb durduğunuz ölüm (yok mu?) o, size elbette gelib çattadır. Sonra (hepiniz), gizliyi de, aşikârı da bilen (Allah) a döndürüleceksiniz de O, size neler yapardınız haber verecekdir.

— Hasan Basri Çantay

De ki: «Doğrusu kendisinden kaçtığınız ölüm mutlaka karşınıza çıkacaktır; sonra, görüleni de görülmeyeni de bilen Allah'a döndürüleceksiniz. O size yaptıklarınızı haber verecektir.»

— Seyyid Kutub

AYARLAR