بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

وَإِن طَلَّقْتُمُوهُنَّ مِن قَبْلِ أَن تَمَسُّوهُنَّ وَقَدْ فَرَضْتُمْ لَهُنَّ فَرِيضَةً فَنِصْفُ مَا فَرَضْتُمْ إِلَّآ أَن يَعْفُونَ أَوْ يَعْفُوَاْ ٱلَّذِى بِيَدِهِۦ عُقْدَةُ ٱلنِّكَاحِۚ وَأَن تَعْفُوٓاْ أَقْرَبُ لِلتَّقْوَىٰۚ وَلَا تَنسَوُاْ ٱلْفَضْلَ بَيْنَكُمْۚ إِنَّ ٱللَّهَ بِمَا تَعْمَلُونَ بَصِيرٌ ﴿٢٣٧

Eğer siz onları kendilerine temas etmeden önce boşar, (fakat daha evvelden) onlara bir mehir ta'yin etmiş bulunursanız, o halde ta'yîn etdiğiniz (o mehr) in yarısı onlarındır. Meğer ki kendileri vazgeçmiş olsunlar, yahud nikâh düğümü elinde bulunan kimse bağış yapmış olsun. (Ey erkekler) sizin bağışlamanız takvaâya daha yakındır. Aranızdaki üstünlüğü unutmayın. Şübhesiz Allah, ne yaparsanız hakkıyle görücüdür.

– Hasan Basri Çantay

AYARLAR
Okuyucu