046 surah

بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

أَوَلَمۡ يَرَوۡاْ أَنَّ ٱللَّهَ ٱلَّذِي خَلَقَ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضَ وَلَمۡ يَعۡيَ بِخَلۡقِهِنَّ بِقَٰدِرٍ عَلَىٰٓ أَن يُحۡـِۧيَ ٱلۡمَوۡتَىٰۚ بَلَىٰٓۚ إِنَّهُۥ عَلَىٰ كُلِّ شَيۡءٖ قَدِيرٞ ٣٣

Hâlâ (o kâfirler) görüb anlamadılar mı ki, hem gökleri, hem de yeri yaratmış ve onları yaratmakla yorulmamış olan Allah, ölüleri diritmeğe muhakkak kadirdir. Evet, O şüphesiz ki her şeye kadirdir.

– Ali Fikri Yavuz

وَيَوۡمَ يُعۡرَضُ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ عَلَى ٱلنَّارِ أَلَيۡسَ هَٰذَا بِٱلۡحَقِّۖ قَالُواْ بَلَىٰ وَرَبِّنَاۚ قَالَ فَذُوقُواْ ٱلۡعَذَابَ بِمَا كُنتُمۡ تَكۡفُرُونَ ٣٤

(Kur’an’ı ve Peygamberi) inkâr edenler, ateşe arz olunacağı gün, (kendilerine şöyle denilir): “- Nasıl, bu azab gerçek değil mi imiş?” Onlar: “- Evet, Rabbimize yemin ederiz (azab hakdır).” diyecekler. (Allah onlara şöyle) buyuracak: “- Öyle ise, ettiğiniz inkâra karşılık tadın azabı bakalım...”

– Ali Fikri Yavuz

فَٱصۡبِرۡ كَمَا صَبَرَ أُوْلُواْ ٱلۡعَزۡمِ مِنَ ٱلرُّسُلِ وَلَا تَسۡتَعۡجِل لَّهُمۡۚ كَأَنَّهُمۡ يَوۡمَ يَرَوۡنَ مَا يُوعَدُونَ لَمۡ يَلۡبَثُوٓاْ إِلَّا سَاعَةٗ مِّن نَّهَارِۭۚ بَلَٰغٞۚ فَهَلۡ يُهۡلَكُ إِلَّا ٱلۡقَوۡمُ ٱلۡفَٰسِقُونَ ٣٥

O halde, (Ey Rasûlüm, kâfirlerin eziyetlerine karşı), azim sahibleri olan peygamberlerin sabrettiği gibi sabret; ve onlar hakkında (azab için) acele etme. Onlar, o vaad olundukları acıyı görecekleri gün, sanki gündüzün bir saatinden başka bir müddet dünyada durmamışa döneceklerdir. Bu kadarı, kâfi bir tebliğdir. Öyle ise, fâsıklar (kâfirler) topluluğundan başkası mı helâk edilecektir?

– Ali Fikri Yavuz

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu