046 surah

بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

فَٱصۡبِرۡ كَمَا صَبَرَ أُوْلُواْ ٱلۡعَزۡمِ مِنَ ٱلرُّسُلِ وَلَا تَسۡتَعۡجِل لَّهُمۡۚ كَأَنَّهُمۡ يَوۡمَ يَرَوۡنَ مَا يُوعَدُونَ لَمۡ يَلۡبَثُوٓاْ إِلَّا سَاعَةٗ مِّن نَّهَارِۭۚ بَلَٰغٞۚ فَهَلۡ يُهۡلَكُ إِلَّا ٱلۡقَوۡمُ ٱلۡفَٰسِقُونَ ٣٥

O halde, (Ey Rasûlüm, kâfirlerin eziyetlerine karşı), azim sahibleri olan peygamberlerin sabrettiği gibi sabret; ve onlar hakkında (azab için) acele etme. Onlar, o vaad olundukları acıyı görecekleri gün, sanki gündüzün bir saatinden başka bir müddet dünyada durmamışa döneceklerdir. Bu kadarı, kâfi bir tebliğdir. Öyle ise, fâsıklar (kâfirler) topluluğundan başkası mı helâk edilecektir?

– Ali Fikri Yavuz

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu