بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

كـَلَّآ إِنَّ ٱلۡإِنسَٰنَ لَيَطۡغَىٰٓ ٦

Sakın okumamak etme, çünkü insan muhakkak tuğyan eder.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Hayır; insan azgınlık eder.

– İbni Kesir

(6-7) Hayır, insan kendini yeterli gördüğü için mutlaka azgınlık eder.

– Diyanet İşleri

(Okumamakdan) sakın! Çünkü insan muhakkak azar,

– Hasan Basri Çantay

Hayır insan azar.

– Seyyid Kutub

أَن رَّءَاهُ ٱسۡتَغۡنَىٰٓ ٧

Kendini müstağni görmekle.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Kendini müstağni gördüğü için.

– İbni Kesir

(6-7) Hayır, insan kendini yeterli gördüğü için mutlaka azgınlık eder.

– Diyanet İşleri

Kendisini (mal sebebiyle) ihtiyacdan vareste gördü diye.

– Hasan Basri Çantay

Kendini zengin gördüğü için.

– Seyyid Kutub

إِنَّ إِلَىٰ رَبِّكَ ٱلرُّجۡعَىٰٓ ٨

Her halde nihayet Rabbinadır dönüş.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Dönüş, şüphesiz ancak Rabbınadır.

– İbni Kesir

Şüphesiz dönüş ancak Rabbinedir.

– Diyanet İşleri

(Ey insan) şübhesiz dönüş (ün) ancak Rabbinedir.

– Hasan Basri Çantay

Dönüş Rabbinedir.

– Seyyid Kutub

أَرَءَيۡتَ ٱلَّذِي يَنۡهَىٰ ٩

Baksana o nehyedene.

– Elmalılı Hamdi Yazır

O yasaklayanı gördün mü?

– İbni Kesir

(9-10) Sen, namaz kıldığında kulu (bundan) engelleyeni gördün mü?

– Diyanet İşleri

(9-10) Bir kulu, namaz kılarken, men edecek (adam) gördün mü sen?

– Hasan Basri Çantay

Gördün mü şu men edeni.

– Seyyid Kutub

عَبۡدًا إِذَا صَلَّىٰٓ ١٠

Bir kulu namaz kıldığında.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Bir kulu, namaz kılarken?

– İbni Kesir

(9-10) Sen, namaz kıldığında kulu (bundan) engelleyeni gördün mü?

– Diyanet İşleri

(9-10) Bir kulu, namaz kılarken, men edecek (adam) gördün mü sen?

– Hasan Basri Çantay

Namaz kılarken bir kulu.

– Seyyid Kutub

أَرَءَيۡتَ إِن كَانَ عَلَى ٱلۡهُدَىٰٓ ١١

Baksana o hidayet üzere giderse.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Gördün mü; ya o kul doğru yolda ise?

– İbni Kesir

(11-12) Ne dersin, ya o (engellenen kul) hidâyet üzere ise; ya da takvayı (Allah’a karşı gelmekten sakınmayı) emrediyorsa?

– Diyanet İşleri

Gördün mü (şu cür'eti)? Ya o doğru yol üzerinde ise.

– Hasan Basri Çantay

Gördün mü, ya o kul doğru yolda ise.

– Seyyid Kutub

أَوۡ أَمَرَ بِٱلتَّقۡوَىٰٓ ١٢

Yâhud takva ile emrederse fenâ mı?

– Elmalılı Hamdi Yazır

Veya takvayı emrettiyse?

– İbni Kesir

(11-12) Ne dersin, ya o (engellenen kul) hidâyet üzere ise; ya da takvayı (Allah’a karşı gelmekten sakınmayı) emrediyorsa?

– Diyanet İşleri

Yahud takvayı emretdiyse,

– Hasan Basri Çantay

Yahut kötülüklerden sakınmayı emrederse.

– Seyyid Kutub

أَرَءَيۡتَ إِن كَذَّبَ وَتَوَلَّىٰٓ ١٣

Baksana tekzîb eder, aksine giderse iyi mi?

– Elmalılı Hamdi Yazır

Gördün mü; ya yalan saydı ve yüz çevirdi ise?

– İbni Kesir

Ne dersin engelleyen, Peygamberi yalanlamış ve yüz çevirmişse!?

– Diyanet İşleri

gördün mü? Ya (öbürü hakkı) yalan saydı, (îmandan) yüz çevirdi ise...

– Hasan Basri Çantay

Gördün mü, ya bu adam yalanlar, yüz çevirirse.

– Seyyid Kutub

أَلَمۡ يَعۡلَم بِأَنَّ ٱللَّهَ يَرَىٰ ١٤

Her halde Allah’ın görüyorduğunu bilmiyor mu?

– Elmalılı Hamdi Yazır

Bilmez mi ki; Allah gerçekten görmektedir?

– İbni Kesir

O Allah’ın, her şeyi gördüğünü bilmiyor mu?

– Diyanet İşleri

(O adam) Allahın muhakkak (herşey'i) görüb durduğunu hiç de bitmemiş mi

– Hasan Basri Çantay

O, Allah'ın gördüğünü bilmiyor mu?

– Seyyid Kutub

كـَلَّا لَئِن لَّمۡ يَنتَهِ لَنَسۡفَعَۢا بِٱلنَّاصِيَةِ ١٥

Sakın, Celâlim Hakkı için eğer (akıllanıp) vaz geçmezse muhakkak sürükleyeceğiz elbet biz o alnı.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ama bundan vazgeçmezse; andolsun ki; onu alnından tutup sürükleriz.

– İbni Kesir

(15-16) Hayır! Andolsun, eğer vazgeçmezse, muhakkak onu perçeminden; o yalancı, günahkâr perçeminden yakalarız.

– Diyanet İşleri

(Böyle şeylerden) sakınsın o. Eğer (küfründen) vaz geçmezse, andolsun, onu aln (ının saç) ından tutub (cehenneme) sürükleriz,

– Hasan Basri Çantay

Hayır eğer bundan vazgeçmezse onu perçeminden yakalarız.

– Seyyid Kutub

نَاصِيَةٖ كَٰذِبَةٍ خَاطِئَةٖ ١٦

Yalancı, câni bir alnı.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Yalancı, günahkar alnından.

– İbni Kesir

(15-16) Hayır! Andolsun, eğer vazgeçmezse, muhakkak onu perçeminden; o yalancı, günahkâr perçeminden yakalarız.

– Diyanet İşleri

(Ya'nî) yalancı, günahkâr aln (ının saç) ından.

– Hasan Basri Çantay

O yalancı günahkar perçeminden.

– Seyyid Kutub

AYARLAR
Okuyucu