بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

وَٱلْقَمَرِ إِذَا تَلَىٰهَا ﴿٢

Ve aya: uyduğu zaman ona.

— Elmalılı Hamdi Yazır

وَٱلنَّهَارِ إِذَا جَلَّىٰهَا ﴿٣

Ve gündüze: Açtığı zaman onu.

— Elmalılı Hamdi Yazır

وَٱلَّيْلِ إِذَا يَغْشَىٰهَا ﴿٤

Ve geceye: Sararken onu.

— Elmalılı Hamdi Yazır

وَٱلسَّمَآءِ وَمَا بَنَىٰهَا ﴿٥

Ve göğe ve onun bina edene.

— Elmalılı Hamdi Yazır

وَٱلْأَرْضِ وَمَا طَحَىٰهَا ﴿٦

Ve yere ve onu döşeyene.

— Elmalılı Hamdi Yazır

وَنَفْسٍ وَمَا سَوَّىٰهَا ﴿٧

Ve bir nefse ve onu düzenleyene.

— Elmalılı Hamdi Yazır

فَأَلْهَمَهَا فُجُورَهَا وَتَقْوَىٰهَا ﴿٨

Sonra da ona bozukluğunu ve korunmasını ilham eyleyene ki.

— Elmalılı Hamdi Yazır

قَدْ أَفْلَحَ مَن زَكَّىٰهَا ﴿٩

Gerçek felâh bulmuştur onu temizlikle parlatan.

— Elmalılı Hamdi Yazır

وَقَدْ خَابَ مَن دَسَّىٰهَا ﴿١٠

Ve ziyan etmiştir onu kirletip gömen.

— Elmalılı Hamdi Yazır

كَذَّبَتْ ثَمُودُ بِطَغْوَىٰهَآ ﴿١١

Semûd inanmadı azgınlığından.

— Elmalılı Hamdi Yazır

إِذِ ٱنۢبَعَثَ أَشْقَىٰهَا ﴿١٢

O en yaramazları fırladığı zaman.

— Elmalılı Hamdi Yazır

AYARLAR