بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

أَلَمْ نَجْعَل لَّهُۥ عَيْنَيْنِ ٨

Vermedik mi biz ona iki göz.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَلِسَانًا وَشَفَتَيْنِ ٩

Ve bir dil ve iki dudak;.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَهَدَيْنَٰهُ ٱلنَّجْدَيْنِ ١٠

İki de tepe gösterdik.

– Elmalılı Hamdi Yazır

فَلَا ٱقْتَحَمَ ٱلْعَقَبَةَ ١١

Fakat o göğüs veremedi o (akabeye) sarp yokuşa.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَمَآ أَدْرَىٰكَ مَا ٱلْعَقَبَةُ ١٢

Bildin mi o sarp yokuş ne?

– Elmalılı Hamdi Yazır

فَكُّ رَقَبَةٍ ١٣

(Fekki rakabe) esîr bir boyun kurtarmak.

– Elmalılı Hamdi Yazır

أَوْ إِطْعَٰمٌ فِى يَوْمٍ ذِى مَسْغَبَةٍ ١٤

Veya salgın bir açlık gününde yemek yedirmek.

– Elmalılı Hamdi Yazır

يَتِيمًا ذَا مَقْرَبَةٍ ١٥

Yakınlığı olan bir yetîme.

– Elmalılı Hamdi Yazır

أَوْ مِسْكِينًا ذَا مَتْرَبَةٍ ١٦

Veya toprak döşenen bir miskîne.

– Elmalılı Hamdi Yazır

ثُمَّ كَانَ مِنَ ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَتَوَاصَوْاْ بِٱلصَّبْرِ وَتَوَاصَوْاْ بِٱلْمَرْحَمَةِ ١٧

Sonra olmadı o iman edip de sabra vasiyyetleşen ve merhamete vasiyyetleşenlerden.

– Elmalılı Hamdi Yazır

أُوْلَٰٓئِكَ أَصْحَٰبُ ٱلْمَيْمَنَةِ ١٨

Ki onlardır işte meymenet sahibleri (Ashab-ı meymene).

– Elmalılı Hamdi Yazır

AYARLAR
Okuyucu