بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

لَقَدۡ خَلَقۡنَا ٱلۡإِنسَٰنَ فِي كَبَدٍ ٤

ki biz insanı, andolsun, meşakkat içinde yaratdık.

– Hasan Basri Çantay

أَيَحۡسَبُ أَن لَّن يَقۡدِرَ عَلَيۡهِ أَحَدٞ ٥

O, kendisine kimsenin mutlakaa güc yetiremeyeceğini mi sanıyor?

– Hasan Basri Çantay

يَقُولُ أَهۡلَكۡتُ مَالٗا لُّبَدًا ٦

Der ki: «Yığın yığın mal telef etdim».

– Hasan Basri Çantay

أَيَحۡسَبُ أَن لَّمۡ يَرَهُۥٓ أَحَدٌ ٧

O, kendisini hiçbir (kişi) nin görmediğini mi sanıyor?

– Hasan Basri Çantay

أَلَمۡ نَجۡعَل لَّهُۥ عَيۡنَيۡنِ ٨

Biz. ona vermedik mi: (Görecek) iki göz,

– Hasan Basri Çantay

وَلِسَانٗا وَشَفَتَيۡنِ ٩

(kalbine tercüman olacak) bir dil, (boş boğazlığına mâni' olacak) iki dudak?

– Hasan Basri Çantay

وَهَدَيۡنَٰهُ ٱلنَّجۡدَيۡنِ ١٠

Biz ona iki de yol gösterdik.

– Hasan Basri Çantay

فَلَا ٱقۡتَحَمَ ٱلۡعَقَبَةَ ١١

Fakat o, sarp yokuşa saldıramadı.

– Hasan Basri Çantay

وَمَآ أَدۡرَىٰكَ مَا ٱلۡعَقَبَةُ ١٢

Bu sarp yokuşun ne olduğunu sana hangi şey bildirdi?

– Hasan Basri Çantay

فَكُّ رَقَبَةٍ ١٣

(O) kul azad etmekdir,

– Hasan Basri Çantay

أَوۡ إِطۡعَٰمٞ فِي يَوۡمٖ ذِي مَسۡغَبَةٖ ١٤

yahud (salgın) bir açlık gününde yemek yedirmekdir,

– Hasan Basri Çantay

AYARLAR
Okuyucu