بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

لَآ أُقۡسِمُ بِهَٰذَا ٱلۡبَلَدِ ١

Şu beldeye yemin ederim;

– İbni Kesir

وَأَنتَ حِلُّۢ بِهَٰذَا ٱلۡبَلَدِ ٢

Sen de bu beldede oturmuşsun.

– İbni Kesir

وَوَالِدٖ وَمَا وَلَدَ ٣

Doğurana da, doğurduğuna da andolsun ki;

– İbni Kesir

لَقَدۡ خَلَقۡنَا ٱلۡإِنسَٰنَ فِي كَبَدٍ ٤

Biz, insanı gerçekten meşakkat içinde yarattık.

– İbni Kesir

أَيَحۡسَبُ أَن لَّن يَقۡدِرَ عَلَيۡهِ أَحَدٞ ٥

Yoksa o, kimsenin kendisine güç yetiremeyeceğini mi sanıyor?

– İbni Kesir

يَقُولُ أَهۡلَكۡتُ مَالٗا لُّبَدًا ٦

Yığın yığın mal tüketmişimdir, diyor.

– İbni Kesir

أَيَحۡسَبُ أَن لَّمۡ يَرَهُۥٓ أَحَدٌ ٧

Kimsenin kendisini görmediğini mi sanıyor?

– İbni Kesir

أَلَمۡ نَجۡعَل لَّهُۥ عَيۡنَيۡنِ ٨

Biz; onun için iki göz var etmedik mi?

– İbni Kesir

وَلِسَانٗا وَشَفَتَيۡنِ ٩

Bir dil ve iki dudak.

– İbni Kesir

وَهَدَيۡنَٰهُ ٱلنَّجۡدَيۡنِ ١٠

Biz; ona iki de yol gösterdik.

– İbni Kesir

فَلَا ٱقۡتَحَمَ ٱلۡعَقَبَةَ ١١

Ama o, sarp yokuşu aşmaya girişemedi.

– İbni Kesir

AYARLAR
Okuyucu