بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

إِنَّهُۥ هُوَ يُبْدِئُ وَيُعِيدُ ﴿١٣

Çünkü O, ilkin var edenin de, (sonra yeniden diriltib kendisine) döndürecek olanın da ta kendisidir.

— Hasan Basri Çantay

وَهُوَ ٱلْغَفُورُ ٱلْوَدُودُ ﴿١٤

O, (tevbe' eden mü'minleri) çok yarlığayan, (dostlarını) çok sevendir.

— Hasan Basri Çantay

ذُو ٱلْعَرْشِ ٱلْمَجِيدُ ﴿١٥

Arşın saahibidir. (Zâtinde de, sıfatlarında da) pek yücedir (büyükdür).

— Hasan Basri Çantay

فَعَّالٌ لِّمَا يُرِيدُ ﴿١٦

Ne dilerse hakkıyle yapandır.

— Hasan Basri Çantay

هَلْ أَتَىٰكَ حَدِيثُ ٱلْجُنُودِ ﴿١٧

(17-18) Sana (Habîbim) o orduların, Firavn ve Semuudun haberi geldi ya.

— Hasan Basri Çantay

فِرْعَوْنَ وَثَمُودَ ﴿١٨

(17-18) Sana (Habîbim) o orduların, Firavn ve Semuudun haberi geldi ya.

— Hasan Basri Çantay

بَلِ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ فِى تَكْذِيبٍ ﴿١٩

Hayır, o küfredenler (haalâ) tekzîbdedirler.

— Hasan Basri Çantay

وَٱللَّهُ مِن وَرَآئِهِم مُّحِيطٌۢ ﴿٢٠

Halbuki Allah, arkalarından (onları) kuşatıcıdır.

— Hasan Basri Çantay

بَلْ هُوَ قُرْءَانٌ مَّجِيدٌ ﴿٢١

Daha doğrusu (kâfirlerin tekzîb etdikleri) o (kitâb) çok şerefli bir Kur'andır,

— Hasan Basri Çantay

فِى لَوْحٍ مَّحْفُوظٍۭ ﴿٢٢

Ki mahfuuz bir levhadadır (o).

— Hasan Basri Çantay

AYARLAR