بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

إِنَّ بَطۡشَ رَبِّكَ لَشَدِيدٌ ١٢

Hakîkat Rabbi’nin tutuşu şediddir.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Doğrusu Rabbının yakalayışı amansızdır.

– İbni Kesir

Şüphesiz, Rabbinin yakalaması çok çetindir.

– Diyanet İşleri

Hakıykat, Rabbinin kıskıvrak tutub yakalayışı pek çetindir.

– Hasan Basri Çantay

Doğrusu Rabbinin yakalaması şiddetlidir.

– Seyyid Kutub

إِنَّهُۥ هُوَ يُبۡدِئُ وَيُعِيدُ ١٣

Çünkü o hem mübdî hem muîddir.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Önce yaratıp sonra tekrarlayan O'dur, O.

– İbni Kesir

Şüphesiz O, başlangıçta yaratmayı yapar, sonra onu tekrarlar.

– Diyanet İşleri

Çünkü O, ilkin var edenin de, (sonra yeniden diriltib kendisine) döndürecek olanın da ta kendisidir.

– Hasan Basri Çantay

İlk yaratan ve tekrar yaratacak olan da O'dur.

– Seyyid Kutub

وَهُوَ ٱلۡغَفُورُ ٱلۡوَدُودُ ١٤

Onunla beraber Gafurdur, çok sevgili (vedud) dur.

– Elmalılı Hamdi Yazır

O; Ğafur'dur, Vedud'dur.

– İbni Kesir

O, çok bağışlayandır, çok sevendir.

– Diyanet İşleri

O, (tevbe' eden mü'minleri) çok yarlığayan, (dostlarını) çok sevendir.

– Hasan Basri Çantay

O, bağışlayan ve sevendir.

– Seyyid Kutub

ذُو ٱلۡعَرۡشِ ٱلۡمَجِيدُ ١٥

Arş’ın sahibi, şanlı (mecîd) dir.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Arş'ın sahibidir, Mecid'dir.

– İbni Kesir

Arş’ın sahibidir, şanı yüce olandır.

– Diyanet İşleri

Arşın saahibidir. (Zâtinde de, sıfatlarında da) pek yücedir (büyükdür).

– Hasan Basri Çantay

Arş'ın sahibidir, yücedir.

– Seyyid Kutub

فَعَّالٞ لِّمَا يُرِيدُ ١٦

Dilediğini yapar (fa'alün limâ yürîd) dir.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Dilediğini mutlaka yapandır.

– İbni Kesir

Dilediğini mutlaka yapandır.

– Diyanet İşleri

Ne dilerse hakkıyle yapandır.

– Hasan Basri Çantay

İstediğini yapandır.

– Seyyid Kutub

هَلۡ أَتَىٰكَ حَدِيثُ ٱلۡجُنُودِ ١٧

Geldi ya, sana kıssası o orduların (o cünudun).

– Elmalılı Hamdi Yazır

O orduların haberi haberi, sana geldi mi?

– İbni Kesir

(17-18) Orduların, Firavun ve Semûd’un haberi sana geldi mi?

– Diyanet İşleri

(17-18) Sana (Habîbim) o orduların, Firavn ve Semuudun haberi geldi ya.

– Hasan Basri Çantay

Sana orduların haberi geldi mi?

– Seyyid Kutub

فِرۡعَوۡنَ وَثَمُودَ ١٨

Firavun’un ve Semud’un.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Firavun ve Semud'un.

– İbni Kesir

(17-18) Orduların, Firavun ve Semûd’un haberi sana geldi mi?

– Diyanet İşleri

(17-18) Sana (Habîbim) o orduların, Firavn ve Semuudun haberi geldi ya.

– Hasan Basri Çantay

Firavun ve Semud'a ait orduların.

– Seyyid Kutub

بَلِ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ فِي تَكۡذِيبٖ ١٩

Fakat o küfredenler hâlâ bir tekzibe.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Doğrusu küfredenler, yalanlamadadırlar.

– İbni Kesir

Hayır, inkâr edenler, hâlâ yalanlamaktadırlar.

– Diyanet İşleri

Hayır, o küfredenler (haalâ) tekzîbdedirler.

– Hasan Basri Çantay

Doğrusu kâfirler bir yalanlama içindedirler.

– Seyyid Kutub

وَٱللَّهُ مِن وَرَآئِهِم مُّحِيطُۢ ٢٠

Halbuki Allah arkalarından kuşatmış.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Allah ise onları arkadan kuşatandır.

– İbni Kesir

Oysa Allah, onları arkalarından kuşatmıştır.

– Diyanet İşleri

Halbuki Allah, arkalarından (onları) kuşatıcıdır.

– Hasan Basri Çantay

Halbuki Allah onları artlarından kuşatmıştır.

– Seyyid Kutub

بَلۡ هُوَ قُرۡءَانٞ مَّجِيدٞ ٢١

Fakat o şanlı bir Kur'an’dır.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Doğrusu o; şanlı bir Kur'an'dır.

– İbni Kesir

Hayır, o (yalanlamakta oldukları kitap) şanı yüce bir Kur’an’dır.

– Diyanet İşleri

Daha doğrusu (kâfirlerin tekzîb etdikleri) o (kitâb) çok şerefli bir Kur'andır,

– Hasan Basri Çantay

Aksine, o şerefli bir Kur'an'dır.

– Seyyid Kutub

فِي لَوۡحٖ مَّحۡفُوظِۭ ٢٢

Bir Levh-i mahfuzda.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Levh-i Mahfuz'dadır.

– İbni Kesir

O, korunmuş bir levhada (Levh-i Mahfuz’da)dır.

– Diyanet İşleri

Ki mahfuuz bir levhadadır (o).

– Hasan Basri Çantay

Korunan bir levhada (Levh-i Mahfuz'da)'dır.

– Seyyid Kutub

AYARLAR
Okuyucu