بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

إِنَّ ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَعَمِلُواْ ٱلصَّٰلِحَٰتِ لَهُمْ جَنَّٰتٌ تَجْرِى مِن تَحْتِهَا ٱلْأَنْهَٰرُۚ ذَٰلِكَ ٱلْفَوْزُ ٱلْكَبِيرُ ﴿١١

inananlar ve iyi işler yapanlar için de altlarından ırmaklar akan cennetler vardır. İşte büyük kurtuluş budur.

— Seyyid Kutub

إِنَّ بَطْشَ رَبِّكَ لَشَدِيدٌ ﴿١٢

Doğrusu Rabbinin yakalaması şiddetlidir.

— Seyyid Kutub

إِنَّهُۥ هُوَ يُبْدِئُ وَيُعِيدُ ﴿١٣

İlk yaratan ve tekrar yaratacak olan da O'dur.

— Seyyid Kutub

وَهُوَ ٱلْغَفُورُ ٱلْوَدُودُ ﴿١٤

O, bağışlayan ve sevendir.

— Seyyid Kutub

ذُو ٱلْعَرْشِ ٱلْمَجِيدُ ﴿١٥

Arş'ın sahibidir, yücedir.

— Seyyid Kutub

فَعَّالٌ لِّمَا يُرِيدُ ﴿١٦

İstediğini yapandır.

— Seyyid Kutub

هَلْ أَتَىٰكَ حَدِيثُ ٱلْجُنُودِ ﴿١٧

Sana orduların haberi geldi mi?

— Seyyid Kutub

فِرْعَوْنَ وَثَمُودَ ﴿١٨

Firavun ve Semud'a ait orduların.

— Seyyid Kutub

بَلِ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ فِى تَكْذِيبٍ ﴿١٩

Doğrusu kâfirler bir yalanlama içindedirler.

— Seyyid Kutub

وَٱللَّهُ مِن وَرَآئِهِم مُّحِيطٌۢ ﴿٢٠

Halbuki Allah onları artlarından kuşatmıştır.

— Seyyid Kutub

بَلْ هُوَ قُرْءَانٌ مَّجِيدٌ ﴿٢١

Aksine, o şerefli bir Kur'an'dır.

— Seyyid Kutub

AYARLAR