بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

إِنَّ ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَعَمِلُواْ ٱلصَّٰلِحَٰتِ لَهُمۡ جَنَّٰتٞ تَجۡرِي مِن تَحۡتِهَا ٱلۡأَنۡهَٰرُۚ ذَٰلِكَ ٱلۡفَوۡزُ ٱلۡكَبِيرُ ١١

İman edib de güzel güzel amel (ve hareket) edenler (e gelince:) Altlarından ırmaklar akan cennetler de, onlarındır. Büyük kurtuluş (ve seâdet de) budur.

– Hasan Basri Çantay

إِنَّ بَطۡشَ رَبِّكَ لَشَدِيدٌ ١٢

Hakıykat, Rabbinin kıskıvrak tutub yakalayışı pek çetindir.

– Hasan Basri Çantay

إِنَّهُۥ هُوَ يُبۡدِئُ وَيُعِيدُ ١٣

Çünkü O, ilkin var edenin de, (sonra yeniden diriltib kendisine) döndürecek olanın da ta kendisidir.

– Hasan Basri Çantay

وَهُوَ ٱلۡغَفُورُ ٱلۡوَدُودُ ١٤

O, (tevbe' eden mü'minleri) çok yarlığayan, (dostlarını) çok sevendir.

– Hasan Basri Çantay

ذُو ٱلۡعَرۡشِ ٱلۡمَجِيدُ ١٥

Arşın saahibidir. (Zâtinde de, sıfatlarında da) pek yücedir (büyükdür).

– Hasan Basri Çantay

فَعَّالٞ لِّمَا يُرِيدُ ١٦

Ne dilerse hakkıyle yapandır.

– Hasan Basri Çantay

هَلۡ أَتَىٰكَ حَدِيثُ ٱلۡجُنُودِ ١٧

(17-18) Sana (Habîbim) o orduların, Firavn ve Semuudun haberi geldi ya.

– Hasan Basri Çantay

فِرۡعَوۡنَ وَثَمُودَ ١٨

(17-18) Sana (Habîbim) o orduların, Firavn ve Semuudun haberi geldi ya.

– Hasan Basri Çantay

بَلِ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ فِي تَكۡذِيبٖ ١٩

Hayır, o küfredenler (haalâ) tekzîbdedirler.

– Hasan Basri Çantay

وَٱللَّهُ مِن وَرَآئِهِم مُّحِيطُۢ ٢٠

Halbuki Allah, arkalarından (onları) kuşatıcıdır.

– Hasan Basri Çantay

بَلۡ هُوَ قُرۡءَانٞ مَّجِيدٞ ٢١

Daha doğrusu (kâfirlerin tekzîb etdikleri) o (kitâb) çok şerefli bir Kur'andır,

– Hasan Basri Çantay

AYARLAR
Okuyucu