بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

إِنَّ ٱلَّذِينَ فَتَنُواْ ٱلْمُؤْمِنِينَ وَٱلْمُؤْمِنَٰتِ ثُمَّ لَمْ يَتُوبُواْ فَلَهُمْ عَذَابُ جَهَنَّمَ وَلَهُمْ عَذَابُ ٱلْحَرِيقِ ١٠

Şüphesiz mü’min erkeklerle mü’min kadınlara işkence edip, sonra da tövbe etmeyenlere; cehennem azabı ve yangın azabı vardır.

– Diyanet İşleri

إِنَّ ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَعَمِلُواْ ٱلصَّٰلِحَٰتِ لَهُمْ جَنَّٰتٌ تَجْرِى مِن تَحْتِهَا ٱلْأَنْهَٰرُۚ ذَٰلِكَ ٱلْفَوْزُ ٱلْكَبِيرُ ١١

İman edip salih ameller işleyenlere gelince; onlara içinden ırmaklar akan cennetler vardır. İşte bu büyük başarıdır.

– Diyanet İşleri

إِنَّ بَطْشَ رَبِّكَ لَشَدِيدٌ ١٢

Şüphesiz, Rabbinin yakalaması çok çetindir.

– Diyanet İşleri

إِنَّهُۥ هُوَ يُبْدِئُ وَيُعِيدُ ١٣

Şüphesiz O, başlangıçta yaratmayı yapar, sonra onu tekrarlar.

– Diyanet İşleri

وَهُوَ ٱلْغَفُورُ ٱلْوَدُودُ ١٤

O, çok bağışlayandır, çok sevendir.

– Diyanet İşleri

ذُو ٱلْعَرْشِ ٱلْمَجِيدُ ١٥

Arş’ın sahibidir, şanı yüce olandır.

– Diyanet İşleri

فَعَّالٌ لِّمَا يُرِيدُ ١٦

Dilediğini mutlaka yapandır.

– Diyanet İşleri

هَلْ أَتَىٰكَ حَدِيثُ ٱلْجُنُودِ ١٧

(17-18) Orduların, Firavun ve Semûd’un haberi sana geldi mi?

– Diyanet İşleri

فِرْعَوْنَ وَثَمُودَ ١٨

(17-18) Orduların, Firavun ve Semûd’un haberi sana geldi mi?

– Diyanet İşleri

بَلِ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ فِى تَكْذِيبٍ ١٩

Hayır, inkâr edenler, hâlâ yalanlamaktadırlar.

– Diyanet İşleri

وَٱللَّهُ مِن وَرَآئِهِم مُّحِيطٌۢ ٢٠

Oysa Allah, onları arkalarından kuşatmıştır.

– Diyanet İşleri

AYARLAR
Okuyucu