بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

وَمَآ أُرْسِلُواْ عَلَيْهِمْ حَٰفِظِينَ ﴿٣٣

Hâlbuki onlar, mü’minlerin başına bekçi olarak gönderilmemişlerdi.

— Diyanet İşleri

فَٱلْيَوْمَ ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ مِنَ ٱلْكُفَّارِ يَضْحَكُونَ ﴿٣٤

İşte bugün de mü’minler kâfirlere gülerler.

— Diyanet İşleri

عَلَى ٱلْأَرَآئِكِ يَنظُرُونَ ﴿٣٥

Koltuklar üzerinde (etrafı) seyrederler.

— Diyanet İşleri

هَلْ ثُوِّبَ ٱلْكُفَّارُ مَا كَانُواْ يَفْعَلُونَ ﴿٣٦

Nasıl, kâfirler yapmakta olduklarının karşılığını buldular mı?

— Diyanet İşleri

AYARLAR