بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

وَإِذَا ٱنقَلَبُوٓاْ إِلَىٰٓ أَهْلِهِمُ ٱنقَلَبُواْ فَكِهِينَ ﴿٣١

Ve evlerine döndükleri zaman zevklanarak dönüyorlardı.

— Elmalılı Hamdi Yazır

وَإِذَا رَأَوْهُمْ قَالُوٓاْ إِنَّ هَٰٓؤُلَآءِ لَضَآلُّونَ ﴿٣٢

Ve onları gördükleri vakit ha, işte bunlar sapıklar diyorlardı.

— Elmalılı Hamdi Yazır

وَمَآ أُرْسِلُواْ عَلَيْهِمْ حَٰفِظِينَ ﴿٣٣

Halbuki üzerlerine gözcü gönderilmemişlerdi.

— Elmalılı Hamdi Yazır

فَٱلْيَوْمَ ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ مِنَ ٱلْكُفَّارِ يَضْحَكُونَ ﴿٣٤

İşte bugün de iman edenler kâfirlere gülecekler.

— Elmalılı Hamdi Yazır

عَلَى ٱلْأَرَآئِكِ يَنظُرُونَ ﴿٣٥

Erîkler üzerinde nazar edecekler.

— Elmalılı Hamdi Yazır

هَلْ ثُوِّبَ ٱلْكُفَّارُ مَا كَانُواْ يَفْعَلُونَ ﴿٣٦

Nasıl kâfirler ettiklerinin cezasını buldularmı?

— Elmalılı Hamdi Yazır

AYARLAR