بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَمِزَاجُهُۥ مِن تَسْنِيمٍ ٢٧

Karışımı tesnimdendir.

– Seyyid Kutub

عَيْنًا يَشْرَبُ بِهَا ٱلْمُقَرَّبُونَ ٢٨

Yakınlaştırılmış olanların kendisinden içtiği kaynaktan.

– Seyyid Kutub

إِنَّ ٱلَّذِينَ أَجْرَمُواْ كَانُواْ مِنَ ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ يَضْحَكُونَ ٢٩

Suçlular, şüphesiz inanmış olanlara gülerlerdi.

– Seyyid Kutub

وَإِذَا مَرُّواْ بِهِمْ يَتَغَامَزُونَ ٣٠

Yanlarından geçtikleri zaman da birbirlerine göz kırparlardı.

– Seyyid Kutub

وَإِذَا ٱنقَلَبُوٓاْ إِلَىٰٓ أَهْلِهِمُ ٱنقَلَبُواْ فَكِهِينَ ٣١

Ailelerinin yanına döndükleri zaman da eğlenmeye başlarlardı.

– Seyyid Kutub

وَإِذَا رَأَوْهُمْ قَالُوٓاْ إِنَّ هَٰٓؤُلَآءِ لَضَآلُّونَ ٣٢

İnananları gördüklerinde «Bunlar sapıklardır» derlerdi.

– Seyyid Kutub

وَمَآ أُرْسِلُواْ عَلَيْهِمْ حَٰفِظِينَ ٣٣

Oysa kendileri, onların üzerine bekçi olarak gönderilmemişlerdi.

– Seyyid Kutub

فَٱلْيَوْمَ ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ مِنَ ٱلْكُفَّارِ يَضْحَكُونَ ٣٤

İşte bugün de inananlar kafirlere gülerler.

– Seyyid Kutub

عَلَى ٱلْأَرَآئِكِ يَنظُرُونَ ٣٥

Tahtlar üzerinde kurulup bakarlar;

– Seyyid Kutub

هَلْ ثُوِّبَ ٱلْكُفَّارُ مَا كَانُواْ يَفْعَلُونَ ٣٦

Kafirler, yaptıklarının cezasını gördüler mi? diye.

– Seyyid Kutub

AYARLAR
Okuyucu