بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

ٱلَّذِى خَلَقَكَ فَسَوَّىٰكَ فَعَدَلَكَ ﴿٧

Ki seni yarattı, düzenine koydu, tenasüb ve itidal verdi.

— Elmalılı Hamdi Yazır

فِىٓ أَىِّ صُورَةٍ مَّا شَآءَ رَكَّبَكَ ﴿٨

Dilediği her hangi bir surette terkîb etti.

— Elmalılı Hamdi Yazır

كَلَّا بَلْ تُكَذِّبُونَ بِٱلدِّينِ ﴿٩

Hayır hayır, doğrusu siz dîni tekzîb ediyor, cezaya inanmıyorsunuz.

— Elmalılı Hamdi Yazır

وَإِنَّ عَلَيْكُمْ لَحَٰفِظِينَ ﴿١٠

Halbuki üzerinizde hâfızlar var.

— Elmalılı Hamdi Yazır

كِرَامًا كَٰتِبِينَ ﴿١١

Kiram kâtibler var.

— Elmalılı Hamdi Yazır

يَعْلَمُونَ مَا تَفْعَلُونَ ﴿١٢

Her ne yaparsanız biliyorlar.

— Elmalılı Hamdi Yazır

إِنَّ ٱلْأَبْرَارَ لَفِى نَعِيمٍ ﴿١٣

Şüphesiz ki iyiler naîm içindedir.

— Elmalılı Hamdi Yazır

وَإِنَّ ٱلْفُجَّارَ لَفِى جَحِيمٍ ﴿١٤

Ve şüphesiz ki fâcirler Cahîm içindedirler.

— Elmalılı Hamdi Yazır

يَصْلَوْنَهَا يَوْمَ ٱلدِّينِ ﴿١٥

Din günü ona yaslanacaklardır.

— Elmalılı Hamdi Yazır

وَمَا هُمْ عَنْهَا بِغَآئِبِينَ ﴿١٦

Ve ondan gâib olmayacaklardır.

— Elmalılı Hamdi Yazır

وَمَآ أَدْرَىٰكَ مَا يَوْمُ ٱلدِّينِ ﴿١٧

Ve bildin mi nedir din günü?

— Elmalılı Hamdi Yazır

AYARLAR