بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

وَمَا يُدْرِيكَ لَعَلَّهُۥ يَزَّكَّىٰٓ ﴿٣

Ne bileceksin sen belki o arınacak?

— Seyyid Kutub

أَوْ يَذَّكَّرُ فَتَنفَعَهُ ٱلذِّكْرَىٰٓ ﴿٤

Yahut öğüt alacak da bu öğüt, kendisine fayda verecek.

— Seyyid Kutub

أَمَّا مَنِ ٱسْتَغْنَىٰ ﴿٥

Kendisini yeterli görüp tenezzül etmeyene gelince.

— Seyyid Kutub

فَأَنتَ لَهُۥ تَصَدَّىٰ ﴿٦

Sen onunla ilgileniyorsun!

— Seyyid Kutub

وَمَا عَلَيْكَ أَلَّا يَزَّكَّىٰ ﴿٧

Onun arınmamasından sana ne?

— Seyyid Kutub

وَأَمَّا مَن جَآءَكَ يَسْعَىٰ ﴿٨

Fakat koşarak sana gelene;

— Seyyid Kutub

وَهُوَ يَخْشَىٰ ﴿٩

Allah'tan sakınarak gelmişken.

— Seyyid Kutub

فَأَنتَ عَنْهُ تَلَهَّىٰ ﴿١٠

Sen onunla ilgilenmiyorsun!

— Seyyid Kutub

كَلَّآ إِنَّهَا تَذْكِرَةٌ ﴿١١

Asla olmaz böyle şey! Kur'an ayetleri birer hatırlatmadır öğüttür.

— Seyyid Kutub

فَمَن شَآءَ ذَكَرَهُۥ ﴿١٢

Dileyen onu düşünüp öğüt alır.

— Seyyid Kutub

فِى صُحُفٍ مُّكَرَّمَةٍ ﴿١٣

Sahifeler içindedirler, değerli, şanlı.

— Seyyid Kutub

AYARLAR