بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

يَوۡمَ تَرۡجُفُ ٱلرَّاجِفَةُ ٦

O gün bir sarsıntı sarsar.

– Seyyid Kutub

تَتۡبَعُهَا ٱلرَّادِفَةُ ٧

Ardından bir başka sarsıntı gelir.

– Seyyid Kutub

قُلُوبٞ يَوۡمَئِذٖ وَاجِفَةٌ ٨

O gün kalpler titrer.

– Seyyid Kutub

أَبۡصَٰرُهَا خَٰشِعَةٞ ٩

Gözler korkudan aşağı kayar.

– Seyyid Kutub

يَقُولُونَ أَءِنَّا لَمَرۡدُودُونَ فِي ٱلۡحَافِرَةِ ١٠

Diyorlar ki: «Biz yine eski halimize döndürülecek miyiz?

– Seyyid Kutub

أَءِذَا كُنَّا عِظَٰمٗا نَّخِرَةٗ ١١

Biz çürümüş kemikler olduktan sonra ha?

– Seyyid Kutub

قَالُواْ تِلۡكَ إِذٗا كَرَّةٌ خَاسِرَةٞ ١٢

Öyle ise bu, ziyanlı bir dönüştür» dediler.

– Seyyid Kutub

فَإِنَّمَا هِيَ زَجۡرَةٞ وَٰحِدَةٞ ١٣

Doğrusu bir tek çığlık yetecektir.

– Seyyid Kutub

فَإِذَا هُم بِٱلسَّاهِرَةِ ١٤

Hepsi hemen bir düzlüğe dökülecektir.

– Seyyid Kutub

هَلۡ أَتَىٰكَ حَدِيثُ مُوسَىٰٓ ١٥

Musa'nın haberi sana geldi mi?

– Seyyid Kutub

إِذۡ نَادَىٰهُ رَبُّهُۥ بِٱلۡوَادِ ٱلۡمُقَدَّسِ طُوًى ١٦

Tuva'da, kutsal bir vadide, Rabbi ona şöyle hitab etmişti:

– Seyyid Kutub

AYARLAR
Okuyucu