بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

وَٱلنَّٰشِطَٰتِ نَشْطًا ﴿٢

Hemen çekip alanlara.

— Seyyid Kutub

وَٱلسَّٰبِحَٰتِ سَبْحًا ﴿٣

Yüzüp gidenlere.

— Seyyid Kutub

فَٱلسَّٰبِقَٰتِ سَبْقًا ﴿٤

Yarışıp, geçenlere.

— Seyyid Kutub

فَٱلْمُدَبِّرَٰتِ أَمْرًا ﴿٥

Derken işi düzenliyenlere!

— Seyyid Kutub

يَوْمَ تَرْجُفُ ٱلرَّاجِفَةُ ﴿٦

O gün bir sarsıntı sarsar.

— Seyyid Kutub

تَتْبَعُهَا ٱلرَّادِفَةُ ﴿٧

Ardından bir başka sarsıntı gelir.

— Seyyid Kutub

قُلُوبٌ يَوْمَئِذٍ وَاجِفَةٌ ﴿٨

O gün kalpler titrer.

— Seyyid Kutub

أَبْصَٰرُهَا خَٰشِعَةٌ ﴿٩

Gözler korkudan aşağı kayar.

— Seyyid Kutub

يَقُولُونَ أَءِنَّا لَمَرْدُودُونَ فِى ٱلْحَافِرَةِ ﴿١٠

Diyorlar ki: «Biz yine eski halimize döndürülecek miyiz?

— Seyyid Kutub

أَءِذَا كُنَّا عِظَٰمًا نَّخِرَةً ﴿١١

Biz çürümüş kemikler olduktan sonra ha?

— Seyyid Kutub

قَالُواْ تِلْكَ إِذًا كَرَّةٌ خَاسِرَةٌ ﴿١٢

Öyle ise bu, ziyanlı bir dönüştür» dediler.

— Seyyid Kutub

AYARLAR