بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

يَوْمَ يُنفَخُ فِى ٱلصُّورِ فَتَأْتُونَ أَفْوَاجًا ﴿١٨

Sur'a üflendiği gün, bölük bölük Allah'a gelirsiniz.

— Seyyid Kutub

وَفُتِحَتِ ٱلسَّمَآءُ فَكَانَتْ أَبْوَٰبًا ﴿١٩

O gün gökyüzü açılır ve orada pek çok kapılar oluşur.

— Seyyid Kutub

وَسُيِّرَتِ ٱلْجِبَالُ فَكَانَتْ سَرَابًا ﴿٢٠

Dağlar yürütülür, serap haline gelir.

— Seyyid Kutub

إِنَّ جَهَنَّمَ كَانَتْ مِرْصَادًا ﴿٢١

Cehennem de suçluları gözetleyip durmaktadır.

— Seyyid Kutub

لِّلطَّٰغِينَ مَـَٔابًا ﴿٢٢

Orası azgınların varacağı yerdir.

— Seyyid Kutub

لَّٰبِثِينَ فِيهَآ أَحْقَابًا ﴿٢٣

Orada sonsuza dek kalacaklardır.

— Seyyid Kutub

لَّا يَذُوقُونَ فِيهَا بَرْدًا وَلَا شَرَابًا ﴿٢٤

Orada ne bir serinlik ne de içilecek bir şey tadarlar.

— Seyyid Kutub

إِلَّا حَمِيمًا وَغَسَّاقًا ﴿٢٥

Yalnız kaynar su ve irin içerler.

— Seyyid Kutub

جَزَآءً وِفَاقًا ﴿٢٦

Yaptıklarına uygun bir ceza olarak

— Seyyid Kutub

إِنَّهُمْ كَانُواْ لَا يَرْجُونَ حِسَابًا ﴿٢٧

Çünkü onlar bir hesab görüleceğini ummuyorlardı.

— Seyyid Kutub

وَكَذَّبُواْ بِـَٔايَٰتِنَا كِذَّابًا ﴿٢٨

Ayetlerimizi de tamamen yalanlamışlardı.

— Seyyid Kutub

AYARLAR