بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

يَوْمَ يُنفَخُ فِى ٱلصُّورِ فَتَأْتُونَ أَفْوَاجًا ﴿١٨

O gün ki sur üfürülür derken gelirsiniz fevcâ fevc.

— Elmalılı Hamdi Yazır

وَفُتِحَتِ ٱلسَّمَآءُ فَكَانَتْ أَبْوَٰبًا ﴿١٩

Semâ da açılmış olmuştur ebvab.

— Elmalılı Hamdi Yazır

وَسُيِّرَتِ ٱلْجِبَالُ فَكَانَتْ سَرَابًا ﴿٢٠

Ve dağlar yütürülmüş olmuştur serab.

— Elmalılı Hamdi Yazır

إِنَّ جَهَنَّمَ كَانَتْ مِرْصَادًا ﴿٢١

Şüphesiz ki cehennem olmuştur mırsad.

— Elmalılı Hamdi Yazır

لِّلطَّٰغِينَ مَـَٔابًا ﴿٢٢

Azgınlar için bir meâb.

— Elmalılı Hamdi Yazır

لَّٰبِثِينَ فِيهَآ أَحْقَابًا ﴿٢٣

Devirlerce içine kalacaklar.

— Elmalılı Hamdi Yazır

لَّا يَذُوقُونَ فِيهَا بَرْدًا وَلَا شَرَابًا ﴿٢٤

Ne bir serinlik tatacaklar ne de bir şarap.

— Elmalılı Hamdi Yazır

إِلَّا حَمِيمًا وَغَسَّاقًا ﴿٢٥

Ancak bir hamîm ve bir gassak.

— Elmalılı Hamdi Yazır

جَزَآءً وِفَاقًا ﴿٢٦

Bir ceza ki bervechi vifak.

— Elmalılı Hamdi Yazır

إِنَّهُمْ كَانُواْ لَا يَرْجُونَ حِسَابًا ﴿٢٧

Çünkü ummazlardı onlar hiç bir hesab.

— Elmalılı Hamdi Yazır

وَكَذَّبُواْ بِـَٔايَٰتِنَا كِذَّابًا ﴿٢٨

Âyetlerimizi tekzîb ede ede kesilmişlerdi kezzab.

— Elmalılı Hamdi Yazır

AYARLAR