بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

يَوْمَ يُنفَخُ فِى ٱلصُّورِ فَتَأْتُونَ أَفْوَاجًا ﴿١٨

O gün ki sur üfürülür derken gelirsiniz fevcâ fevc.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Sur'a üfürüldüğü gün, hepiniz bölük bölük gelirsiniz.

— İbni Kesir

Bu, sûra üfürüleceği gün gerçekleşir ve siz bölük bölük gelirsiniz.

— Diyanet İşleri

o gün «Suur» a üfürülecek de hepiniz bölük bölük geleceksiniz,

— Hasan Basri Çantay

Sur'a üflendiği gün, bölük bölük Allah'a gelirsiniz.

— Seyyid Kutub

وَفُتِحَتِ ٱلسَّمَآءُ فَكَانَتْ أَبْوَٰبًا ﴿١٩

Semâ da açılmış olmuştur ebvab.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Gök açılmış, kapı kapı olmuştur.

— İbni Kesir

Gök açılır ve kapı kapı olur.

— Diyanet İşleri

(o gün) gök açılmış, kapı kapı olmuş,

— Hasan Basri Çantay

O gün gökyüzü açılır ve orada pek çok kapılar oluşur.

— Seyyid Kutub

وَسُيِّرَتِ ٱلْجِبَالُ فَكَانَتْ سَرَابًا ﴿٢٠

Ve dağlar yütürülmüş olmuştur serab.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Dağlar yürütülmüş, serab olmuştur.

— İbni Kesir

Dağlar yürütülür, serap hâline gelir.

— Diyanet İşleri

dağlar (yerlerinden koparılıb) yürütülmüş, bir serab haaline gelmişdir.

— Hasan Basri Çantay

Dağlar yürütülür, serap haline gelir.

— Seyyid Kutub

إِنَّ جَهَنَّمَ كَانَتْ مِرْصَادًا ﴿٢١

Şüphesiz ki cehennem olmuştur mırsad.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Şüphesiz ki cehennem; bir gözetleme yeridir.

— İbni Kesir

(21-23) Şüphesiz cehennem, bir gözetleme yeridir; azgınlar için, içinde çağlar boyu kalacakları bir dönüş yeridir.

— Diyanet İşleri

Şübhesiz ki cehennem bir pusudur.

— Hasan Basri Çantay

Cehennem de suçluları gözetleyip durmaktadır.

— Seyyid Kutub

لِّلطَّٰغِينَ مَـَٔابًا ﴿٢٢

Azgınlar için bir meâb.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Azgınlar için varılacak bir yer.

— İbni Kesir

(21-23) Şüphesiz cehennem, bir gözetleme yeridir; azgınlar için, içinde çağlar boyu kalacakları bir dönüş yeridir.

— Diyanet İşleri

Azgınların dönüb dolaşıb girecekleri bir yerdir.

— Hasan Basri Çantay

Orası azgınların varacağı yerdir.

— Seyyid Kutub

لَّٰبِثِينَ فِيهَآ أَحْقَابًا ﴿٢٣

Devirlerce içine kalacaklar.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Sonsuz devirler boyunca orada kalacaklardır.

— İbni Kesir

(21-23) Şüphesiz cehennem, bir gözetleme yeridir; azgınlar için, içinde çağlar boyu kalacakları bir dönüş yeridir.

— Diyanet İşleri

Sonsuz devirler boyunca içinde kalacaklar,

— Hasan Basri Çantay

Orada sonsuza dek kalacaklardır.

— Seyyid Kutub

لَّا يَذُوقُونَ فِيهَا بَرْدًا وَلَا شَرَابًا ﴿٢٤

Ne bir serinlik tatacaklar ne de bir şarap.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Orada serinlik ve içecekler tadamayacaklardır.

— İbni Kesir

Orada ne bir serinlik ve ne de içecek bir şey tadacaklar!

— Diyanet İşleri

orada ne bir serinlik, ne de içilecek bir şey tatmayacaklar.

— Hasan Basri Çantay

Orada ne bir serinlik ne de içilecek bir şey tadarlar.

— Seyyid Kutub

إِلَّا حَمِيمًا وَغَسَّاقًا ﴿٢٥

Ancak bir hamîm ve bir gassak.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Sade kaynar bir su ve bir de irinden başka.

— İbni Kesir

(25-26) Ancak, uygun bir ceza olarak kaynar su ve irin içecekler.

— Diyanet İşleri

Sâde bir kaynar su, bir de irin (içeceklerdir),

— Hasan Basri Çantay

Yalnız kaynar su ve irin içerler.

— Seyyid Kutub

جَزَآءً وِفَاقًا ﴿٢٦

Bir ceza ki bervechi vifak.

— Elmalılı Hamdi Yazır

İşlediklerine uygun bir ceza olarak.

— İbni Kesir

(25-26) Ancak, uygun bir ceza olarak kaynar su ve irin içecekler.

— Diyanet İşleri

(Amellerine) uyaun bir ceza olarak.

— Hasan Basri Çantay

Yaptıklarına uygun bir ceza olarak

— Seyyid Kutub

إِنَّهُمْ كَانُواْ لَا يَرْجُونَ حِسَابًا ﴿٢٧

Çünkü ummazlardı onlar hiç bir hesab.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Çünkü onlar hiç bir hesab beklemezlerdi.

— İbni Kesir

Çünkü onlar hesaba çekilmeyi ummuyorlardı.

— Diyanet İşleri

Çünkü onlar hiçbir hisâb ummuyorlardı,

— Hasan Basri Çantay

Çünkü onlar bir hesab görüleceğini ummuyorlardı.

— Seyyid Kutub

وَكَذَّبُواْ بِـَٔايَٰتِنَا كِذَّابًا ﴿٢٨

Âyetlerimizi tekzîb ede ede kesilmişlerdi kezzab.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Ve ayetlerimizi yalan sayıp dururlardı.

— İbni Kesir

Âyetlerimizi de alabildiğine yalanlamışlardı.

— Diyanet İşleri

bizim âyetlerimizi alabildiklerine yalan sayıyorlardı.

— Hasan Basri Çantay

Ayetlerimizi de tamamen yalanlamışlardı.

— Seyyid Kutub

AYARLAR